5. sınıf İstanbul Dersi ders kitabında bulunan bir metindeki tarihsel yanlışlar üzerine

5. sınıf öğrencilerimle yapacağım bir çalışma için İstanbul’a dair bir metin ararken, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün hazırlattığı 5. sınıf İstanbul Dersi ders kitabında rastladım Şaşkın Mary’e. Mary’inin lakabı şaşkın değil ama ben öyle koydum. İstanbul’u şaşkın şaşkın dolandığından fazlasıyla hakediyor çünkü. Sultan Ahmet Camii’nin muslukları olmayan şadırvanından kana kana su içiyor. Yalnız bu kadarla da kalsa iyi. Şaşkın değil gözleri de bozuk aynı zamanda. Çünkü iki kuleli Haydarpaşa Garı’nı dört kuleli olarak görüyor.

Şaşkın Mary İstanbul’da

5. sınıf İstanbul Dersi ders kitabının 47 ve 51. sayfaları arasında bulunan Mary İstanbul’da adlı bir metin var. İstanbul’un Galata Kulesi, Kız Kulesi, Ayasofya Müzesi, Sultan Ahmet Camii ve Haydarpaşa Garı gibi anıtsal yapılarını tanıtmayı amaçlayan bu metinde  henüz 10 yaşında olan Mary ailesi beraber ilk yurtdışı gezisine çıkıyor. İstanbul’a geldiklerinde otel olarak yapılmış ve halende otel olarak kullanılan Pera Palas oteline yerleşiyorlar. Otelde kaldıkları ilk gece Mary bir rüya görüyor.

Şaşkın Mary, Sultan Ahmet Camisi’nin şadırvanının olmayan musluğundan su içiyor

Mary, rüyasında Galata Kulesi’ne gidiyor ve burada Hezarfen Ahmet Çelebi’yle tanışıyor. Hezarfen Ahmet Çelebi, Mary’i kanatlarına alıp beraber İstanbul’u havadan turluyorlar. Kız Kulesi’ni, Ayasofya Müzesi’ni geçtikten sonra Sultan Ahmet Camisi’ne geliyorlar. Caminin içine giriyorlar. Biraz inceledikten sonra avluya çıkıyorlar. Mary avluda bir şadırvan görüyor. Anlaşılan onca geziden sonra çok susamış ve kana kana şadırvandan su içiyor:

“Caminin avlusuna çıktıklarında Mary şadırvandan kana kana su içti. Biraz dinlendikten sonra da Hezarfen’in kanatlarına atladı ve birlikte yeniden uçmaya başladı.”

Mary rüyada olduğuna göre Hezarfen’in kanatlarına atlayıp uçabilir problem yok ama Sultan Ahmet Camisi’nin avlusunda bulunan şadırvandan kana kana su içemez. Çünkü bu şadırvan abdest almak ya da su içmek için değil, avlunun dışında iki yanda bulunan abdest musluklarına su dağıtımı için yapılmıştır. Musluğu yoktur yani.

Şaşkın ve aynı zamanda gözleri bozuk Mary iki kuleli Haydarpaşa Garı’nı dört kuleli görüyor

Şaşkın Mary, Sultan Ahmet Camisi gezisini bitirdikten sonra Hezarfen Ahmet Çelebi’nin kanatlarına atlar ve yeniden İstanbul’u seyretmeye başlar. Aşağıya bakınca oyuncak gibi birbiri ardına dizilmiş trenleri görür. Gerisini aynen yazıdan alıntılıyorum:

“Aşağıya baktığında oyuncak gibi birbiri ardına dizilmiş trenleri görünce gözlerine inanamadı. Dört kuleli kocaman bir şatonun içinde trenlerin ne işi olabilirdi ki?Üstelik bir de şatonun iskelesine gemiler yanaşmıştı. Hezarfen’e merakla sordu:

“Aaa trenleri neden şatoya koymuşlar?”

“Orası Haydarpaşa Garı.” dedi gülümseyerek Hezarfen.

Mary, aşağı baktığında dört kuleli kocaman bir şato görüyor ama söylemeye ne hacet! Haydarpaşa Garı’nın iki kulesi vardır.

Mary şaşkın olabilir, hatta gözleri de bozuk olabilir ama İstanbul’un anıtsal tarihi yapılarını, henüz 10 yaşındaki çocuklara yanlış anlatamaz. Onları yanlış bilgilendiremez.

Ve yazıda bahsedilen hataların bulunduğu 50.sayfa. Bu yanlışların bir an önce düzeltilmesi ya da bu metinin iptal edilmesi gerekiyor.

Bu yaziya 1 yorum yapilmis.

• 28 Mayıs 2014, 17:05
  barış gül says:

  hocam yanlışı bulmasanız çok kişi bunu öle olarak bilecekti teşekkürler

  Yanıtla