
Hayata doyamadığı muhakkak. Genç yaşta ölmüş çünkü. Ama büyük şair. Adı, Leontios. Bizansın büyük şairlerindendir. Neden derseniz; Bizans’ın en büyük ve en tanınmış ozanı olan Mabeyinci Pavlos, Leontios öldüğünde koca bir ağıt yakmış. Belki de ağlamış. 500’lü yıllarda yaşamış Leontios. Aşağıdaki şiiride şu an Sultanahmet Meydanı olan Hipodrom’dayken kaleme almış. Şiiri ölümle bitiyor. Çok genç yaşta da ölüyor zaten. Yoksa hissetmiş mi? Orası muamma… ” Bir yanım Zeuxippos, o […]

Ayazmalar, Hristiyan ortodoksların kutsal sularıydı. Şifa dağıttığına inanılırdı. Kimi ayazma kadınların sütlerini çoğaltırken, kimi deri hastalıklarına iyi geliyor kimisi de gözlere şifa veriyordu. Kilise içinde olanlarda vardı, manastır içinde olanlar da, sokakların köşe başlarında yer kaplayanlar da. Harem İskelesi’nde bulunan bu ayazma gözlere şifa veren ayazmalardandı. Bizanslılar tarafından 600 ya da 1000 yıl önce yapılmıştı. Üsküdar’ın birkaç tane Bizans yapısından birisidir. Tarihi de anısı […]

Kent fotoğraflarında 100 yıl önce 100 yıl sonra serileri değişeni vurgulamak için yapılır. Ama, söz konusu Bizans mirası olunca 100 yıl önce de 100 yıl sonra da hiçbir şey değişmiyor bu topraklarda. Aşağıdaki iki fotoğraf arasında 100 yıl fark var. Fotoğrafların birini 2011 yılında ben çektim, diğerini ise muhtemelen 1900’lü yılların başında Eugene Dalleggios. İki fotoğrafında merkezinde bir Bizans sütun başlığı var. Birinde sütun […]

Anemas. Kökeni Arap. Babası öncenin müslümanı, yenin hristiyanı. Bizans’ın nimetlerinden yararlanmak için ailecek hristiyan olmuşlar yani. Arzularına da kavuşmuşlar. Çünkü oğulları Anemas, darbe planları yapabilecek kadar kıdemli bir Bizans komutanı olmuş. Bir gün o güzelim kafasını kazımışlar Anemas’ın. Hayvan bağırsakları dolamışlar. Ve ibret-i alem olsun diye bir öküzün üzerine bindirip dolaştırmışlar İstanbul sokaklarında. Çünkü Anemas büyük suç işlemiştir. İmparator Komnenos’u devirmek isteyen darbecilere destek vermiştir. Darbe planları açığa çıkınca da […]

Bu kabartma haçlar şu ana kadar hiç yazılmadı. Dolayısıyla ilk defa gündeme geliyorlar. Ve rehberlerdeki yerlerini alacaklar. Artık Sultanahmet Meydanı’na gidildiğinde sadece göz ucuyla bakılan, çukurda kalan bu çeşmeye uzun uzun bakılacak, bu haçlar aranacak. Ve Sultanahmet Meydanı’nın kitabesi sökülmüş, bakıma muhtaç hatta aç Çukurçeşme’si hakettiği değeri kazanacak. Belki de bu yazıdan sonra ilgi odağı olacak. Artık turist rehberleri Sultanahmet Meydanı’nı anlatırken duraklarına bu çeşmeyi […]

Bizans. 1000 yıl boyunca İstanbul’u başkenti olarak kullandı. Bu binyıl boyunca da saraylarından kiliselerine, manastırlarından ayazmalarına, surlarından hanlarına, mezar odalarına ve su kemerlerine kadar binlerce eser verdi. O binlerce eserden günümüze ne yazık ki onlarcası kaldı. 10 dakikalık bir belgeselde bu Bizans eserlerinin 50 yıl önceki halini görmeniz mümkün. Belgesel 1964 yılında yapılmış ve Fransızlara ait . Haliyle Fransızca ama izlerken canınız sıkılmaz. Çünkü […]

Sultanahmet Adliye Sarayı’yla Klodfarer Sokağı arasında bulunan İbrahim Müteferrika parkı ; parke taşlarıyla, yeşil alanıyla ve banklarıyla betonarme binaların arasında kendi halinde duruyor. Ama bir pazar sabahı Divanyolu’nun keşmekeşinden uzaklaşıp sessizliği dinlediğinizde, burayı parktan çok bir “boşluğa” benzetiyorsunuz. Tarihe günübirlik bir parantez açabileceğiniz ve kenarına geçip 40 odalı masaldan saray düşleyebileceğiniz bir boşluğa? Borular, gri metal yapı ve İbrahim Müteferrika?nın heykeli boşluğun […]

Bu korint sütun başlığı nerden baksanız bin yaşında belki de binbeşyüz. Oldukça da zarif gözüküyor. Saksıdan fırlayan çiçek yapraklarını andıran bedeniyle de kimbilir hangi Bizans sarayını süslemiştir. Ve kimbilir kaç depreme, kaç suikaste ve ayaklanmaya, kaç entrikaya tanıklık etmiştir. Belki de her şeyi yaşamıştır herşeyi görmüştür de bir şeyi yaşamayı hiç akıl edememiştir. Kuyu kapağı olmayı. Not:Bu kuyu Kurşunlu Han’da girişin hemen solundadır.Kurşunlu Han Mimar Sinan yapısıdır ve Galata’da […]

Osmanlı Ayasofya’nın ismini değiştirmeyecek kadar, kendi yaptırdğı camiye İstavroz Camii diyecek kadar ve kiliseden çevirdiği camiye Kilise Camisi diyecek kadar kendinden emindi. Ayasofya’nın, Khora’nın, Pantokrator ve Pammakaristos kilise ve manastırlarının içindeki ikonaları kazıtmayacak kadar da komplekssizdi. Hatta iki padişahına türbe olarak bir vaftizhaneyi beğendi. Aya İri’nin apsisindeki o devasa haçı ne kazıdı ne de üzerini sıvadı. Bıraktı öylece ve yüzyıllarca […]

“Roma için iyi olan dünya içinde iyidir?” diyebilecek kadar güç manyağı bir devlettir Roma. Kendini dünyanın merkezine oturtması da bu yüzdendir. Roma, gücü diliyle yakaladığı kadar yapılarıylada anıtsallaştırır. Güç , görkem ve anıtsallık kudretli ve haşmetli Roma’nın taptığı üç sihirli kavramdır. Sultanahmet’te bulunan aşağıdaki taşın kenarındaki yazıya bakıp, taşı Roma’nın diktiğini sanmayın. Roma böyle taş dikmez. Çünkü Roma?nın ne adına ne de namına yakışır, bu […]

İstanbul, İstanbul olmadan önce Yani daha tıfıl bir şehir iken, Surları daha Çemberlitaş?a bile ulaşmamışken, Tam da burada Zeuksippos denilen bir hamam vardı. Ve bu hamam adını entrikalarıyla meşhur tanrı Zeus?tan alıyordu. Şimdiyse Hürrem Sultan?ın hamamını görüyoruz. O da entrikalarıyla meşhur. Ve burası

Aspar Bizans’ta ünlü bir komutandı. Desteğiyle 457 yılında 1.Leon’u imparator yapmıştı. Birkaç yıl sonra da (459) şu an Fatih’in Çarşamba semtinde bulunan Yavuz Selim Cami’nin önündeki bölgeye geniş bir çukur açtırmış, etrafını tuğlalarla ördürterek bir sarnıç yaptırmıştı. Oldukça da büyüktü yaptırdığı sarnıç. Anlaşılan namına yakışır bir sarnıç olsun istemişti Aspar. 152 metre genişliği 152 metre uzunluğu 11 metrede derinliği vardı çünkü. Kaderin mi yoksa tarihin […]

İstanbul, 330 yılında Roma’nın başkenti olarak inşa edildiğinde kentte hummalı bir çalışma başlamıştı. İmparatorluğun bir çok bölgesinden getirilen sütunlar forum merkezlerine dikiliyor saraylar, sarnıçlar, kiliseler ve manastırlar yapılıyor kenti saldırılardan koruyacak büyük surlar inşa ediliyordu. Şu anki Edirnekapı semti de surların dışındaydı. Bunun için de “Khora” yani “kent dışı” olarak adlandırılıyordu. Khora’nın kaderini belirleyen olay 289 yılında gerçekleşti. 289 yılında Aziz Babylas, 84 müridiyle beraber […]

Yukarıdaki cami , 2 metreyi zar zor bulan basık tavanıyla, birbirine yakın ve oldukça da kalın 54 sütunuyla İstanbul’un en özgün yapılı camisi. En şaşırtanı. En ayrıksısı. İstanbul’un fethi sırasında Bizans’ın Haliç’e gemi girişlerini önlemek için Haliç’in ağzını zincirle kapattığı herkesçe bilinir. Bu zincirin bir ucu Sirkeci’ye bir ucu da Galata’da bulunan Kastelyon Kulesi’ne bağlanıyordu. Bu camide bu kulenin mahzeni yani bodrumu olarak yapılmıştı. Bizans, Kastelyon […]

Adı her ne kadar ürkütücü olsa da güzel bir hikayesi var aslında. Bu kilise şu an hala ibadete açık olan tek Bizans kilisesi. Yaklaşık 800 yaşında. Ve 800 yıldır kesintisiz Ortodoks Hristiyanlar Tanrıya yakarıyor burada. Kanlı Kilise adına yaraşır bir şekilde kızıla boyanmış. Ve öğle vakti almış güneşi ardına

Beyazıt Meydanı, Bizans döneminde de meydandı Osmanlı döneminde de. Bizans döneminde adı Tauri Meydanı’ydı yani Boğa Meydanı. Meydan burada bulunan boğa heykelinden adını alıyordu. Çoklukla ilk hristiyanlar bu boğanın içinde can vermişlerdi. Roma, söz konusu işkence olunca anlaşılan yaratıcılıkta sınır tanımıyor. Şöyle ki efendim.

MÖ 411’de Atina ile Sparta savaşırlar. O zamanların İstanbul’u olan Bizantiyon savaşta Spartalıların tarafında yer alır. Ama savaşı Spartalılar kaybeder . O çağın şartlarına göre Atinalıların kenti yağmalaması gerekir. Ama Atinalılar kenti yağmalamaz. Boğaziçi’ne giriş ve çıkışları kontrol altına almak ve bunu ticari bir gelir kaynağı haline getirmek daha çok işlerine gelir. Bu nedenle Salacak açıklarında ki kaya parçalarının üzerine bir gümrük istasyonu kuruverirler. Ve Salacak açıklarındaki küçük […]

Tarihin tanık olduğu ilk büyük imparatorluktur Pers İmparatorluğu. Şu an Amerika, geçmişte Osmanlı ne ise bir zamanlar Persler de öyleydi. Sınırları bir başlardı İran’dan dünyanın yarısını içine alırdı. Anadolu’dan Suriye’ye, Mısır’dan Mezopotamya’ya, Hindistan’dan Kafkasya’ya, Orta Asya’ya kadar uzanır da uzanırdı. Ama yetmez bu topraklar Pers İmparatorluğuna. Kudret ve emperyallik çıldırtır Persleri. Gözlerini Yunanistan’a dikerler. Dünyayı titreten ordularıyla saldırırlar Yunanistan’a. Tam 31 Yunan kent devleti Pers’lere karşı birleşir. Kıran […]

Gülhane Parkı’nı gezenler bilirler. Gotlar Sütunu’nun aşağısında demir parmaklıklar içinde üç-beş sütun ve üzerinde kabartma haç işaretleri bulunan sütun başlıkları, tuğla kemerler göze çarpar. Yanından geçen çoğu kişinin merakını cezbeden kalıntılardır bunlar. Nerden mi biliyorum? Kendimden. Çünkü bu fotoğrafları çekerken birkaç kişi yanıma geldi. Ve usulca dillendi. ” Padon rahatsız ediyorum ama…” ” Rica ederim, buyurun” “Burası eskiden neymiş?” Ve başlıyorum anlatmaya tabi. Tutabilene aşk olsun. […]

Sarnıçlar Bizans’ın su depolarıydı. Bizans bu depolardan birini de şuan Gülhane Parkı olarak kullanılan alana yapmıştı. Bizans bu sarnıcı muhtemelen burada bulunan sarayın su ihtiyacının bir kısmının karşılanması için kullanıyordu. Sarnıcın yapım tarihi kesin olarak belli değil ama 400’lü yıllarda yapıldığı sanılıyor. Bu da yaklaşık sarnıcın 1600 yaşında olduğu anlamına geliyor. Sarnıç, dikdörtgen bir plana sahip ve hiçte küçük sayılmayacak ölçülerine sahip:18×12 m […]

Bedenine kazınmış “Gothos” yazısından dolayı Gotlar Sütunu adıyla bilinir. Lakin kesin adı, kimin zamanında, hagi tarihte ve niçin yapıldığı bilinmemektedir. Dolaysıyla, Gülhane Parkı’nda 15 metrelik bir belirsizlik abidesi gibidir. Gotlar Sütunu Gülhane Parkın’da, merkezinde olduğu küçük bir meydan yaratmış. Meydanın çevresinde banklar var. Banklarda da çoğu zaman aşıklar.

Uzun zamandır balıkgözü objektifle fotoğraf çekmemiştim. Şöyle bir balıkgözüyle Aya İrini Kilisesi‘ni fotoğraflayayım dedim. İyi de etmişim. Çünkü objektifimle , eğilin dedim ağaçlara. Eğildiler. Kilisenin heybetini büyülediler.

O kadar güzelmiş ki tanrıçaları kıskandırırmış. En başta da tanrıça Athena kıskanırmış. O kadar güzelmiş ki tanrıları peşinden koştururmuş. En başta da denizler tanrısı Poseidon hayranmış ona. Ve bir gün Poseidon, sahip olmuş ona. Üstelik zorla. Çığlık çığlığa. Hem de tanrıça Athena’nın tapınağında. Haliyle Athena çok sinirlenmiş bu duruma. Ceza olarak Medusa’yı öyle çirkinleştirmek istemiş ki; onu gören taş kesilsin. Kimse bir […]

Bizans, muhtemelen 500’lü yıllar da binlerce taş bloku üstüste koyarak yapmış bu sütunu. Bir nevi örerek. Sütunun adı, bu yüzden Örme Sütun. 900’lü yıllarda da koca sütunun koca gövdesi zamana yenik düşmüş. Harabeye dönmüş. Bunun üzerine dönemin İmparatoru 7. Konstantinos sütunu onartmış. Ve her bir taşın üzerine altın kaplamalı tunçtan bir plaka çaktırmış. Plakanın üzerine de babasının zaferlerle dolu savaşlarını kabartmış. Öyle ki 32 metrelik sütun güneşin alnında parıl parıl parıldıyormuş. […]