İstiklal Caddesi üzerinde Ağa Cami’nin yanında bulunan Rumeli Han sadece 7 katlı cüssesiyle değil giriş kapısıyla da ciddi bir dikkati hakediyor. Bu kapı barındırdığı taş işlemelerden daha ziyade adına Osmanlı dediğimiz zengin bir tarihin kimlik belgesi adeta. Kapının Osmanlıca kitabesini okumaya çalışıyorken hemen üstten mitolojik bir figür gözlerini çıkarmış size bakıyor. Kitabenin solunda Yunanca tabela varken sağında da Fransızca tabela bulunuyor. İyon […]
İstanbul. Kubbenin başkenti. Bir Roma icadı olan kubbe, Osmanlı’yla şahlandı. Camiler, çeşmeler, hanlar hamamlar, saraylar, şadırvanlar, medreseler, mektepler, kütüphaneler hep kubbeyle taçlandırıldı. Onun için İstanbul’da her yerde var kubbe. Kâh Zeyrek’te kâh Sultanahmet’te. Kâh Galata’da kâh Kasımpaşa’da. Say say bitmez…Kâh Eyüp’te, kâh Sütlüce’de, Hâsköy’de, Eminönü’nde. Ama bir yerde yok. İstiklal Caddesi’nde. Aslında var ama üstüne 2 kat bina çıkmışlar. Altını da mağaza yapmışlar, […]
Hristiyanların önderi Papa’nın adı bir caminin kitabesinde yazılı mıdır bilmiyorum ama bir İslam Halifesi’nin adı İstanbul’daki bir kilisenin giriş kitabesinde yazılıdır. Ve bu kilise İstiklal Caddesi’ndedir. Merak ediyorsanız TIKLAYIN.
Baki kalan bu gök kubbede hoş bir sada imiş. İstanbul’un en eski hamamlarından olan Bahçeli Hamam’dan kalan da bir küçük kubbe imiş. Hamam Bar-İstiklal Caddesi Not: Hamam Bar’ın kısa hikayesi için ilgili link: https://www.biristanbulhayali.com/hamam-bar
Öncelerde İstanbul’un taşı toprağı altın diyorlardı şimdilerdeyse – altını bittiğinden olacak – toprağını kazsan tarih fışkırır diyorlar. Çünkü vurulan her bir kazmayla tarih adeta yeniden yazılıyor bu şehirde. 2004 yılında başlayan Marmaray tüp geçit kazılarıyla Yenikapı’da yaklaşık 40.000 tarihi eser bulundu. Bu eserler günümüzden 8000 yıl öncesine ait. Bu kazılara kadar İstanbul’un 2500 yıllık tarihinden bahsediliyordu. Artık 8000 yıllık tarihinden bahsediliyor. Ve gün geçmiyor […]
Padişah 2. Abdülhamit’in moda tasarımcısı olan Jean Botter için İstiklal Caddesi’nde yaptırdığı biribirinden güzel rölyeflerle süslü olan Botter Modaevi’nin hikayesini daha önce şu yazımda anlatmıştım. Yakın zamanda İstiklal Caddesi’ne gittiyseniz ve dikkatinizi çektiyse bilirsiniz: Bina tel tel dökülüyor. Rölyeflerinin kenarından otlar fışkırıyor. Yazıma binanın şuan tel tel döküldüğüne, neden restore edilmediğine dair birkaç okur yorumu gelmişti. Ben sorunun nedeninin ilgisizlik, […]
267 metre uzunluğundaki, dört kulesiyle Boğaziçi’nin olmazsa olmazlarından olan Selimiye Kışlası’nı herkes bilir. Taksim Topçu Kışlası da bu kışlanın Avrupa Yakası’ndaki karşılığı olarak 1806’da yapılmıştı. Kışla Avrupa tarafında yapıldığından olacak mimari açıdan daha güzeldi. 2’si büyük, 12’si küçük toplam 14 kubbesi vardı. Özellikle çift kubbeli girişiyle kışlayı değil de sarayı andırıyordu. Kışla, 1908’den itibaren askeri amaçlar dışında kullanılmaya başlandı. 1921 yılında iç avlusu stadyum olarak […]
Bazen olmayacak olan olur, koca kent ayrıntıların içine giriverir. Ve saklanır orada. Ta ki, kaşifi bulana dek. Yukarıdaki çocuk, günlük hayatın olanca keşmekeşi içinde, bir oraya bir buraya savrularak çevresinde ki güzelliği görmeyen insanları izleyen bir heykelciktir. O, gözden kaçıp gidendir. Kimsesiz bir hayat sürendir. Ama o, herkesi gören herkesi izleyendir. Balkondan sarkan yalnız bir çocuk heykelciktir o. Bu heykelcik Karaköy’de. Bir zamanların finansın merkezi olan, Bankalar Caddesi’nde. Bankalar […]
Galata Kulesi’nin hemen önündeki bu kule genelde kiliseye bağlı bir çan kulesi olarak bilinir. Ama çan kulesi değildir. Bir hastanenin kulesidir. Tarihin tozlu sayfalarında çoktan yerini almış olan İngiliz Hastanesi’nin kulesidir. 1904 yılında İngilizler, İngiliz gemicileri için Galata Kulesi’nin hemen önündeki alana ( Kuledibi) bir hastane yaptırırlar. Hastane 6 katlıdır ve çatısında bir kule bulunmaktadır. Amaç bu kuleden İstanbul’a gelip giden İngiliz gemilerini gözetlemektir. 1918’de İstanbul’u işgal […]
Müslümanların en fazla ziyaret ettiği kilise hangisidir konulu bir anket yapılsa, muhtemelen şampiyonluk kupasını İstanbul’un bu en heybetli kilisesi kaldırırdı. Sent Antuan Kilisesi İstanbul’un en büyük kilisesi. Cemaati en geniş kilisesi. Bu özelliklere sahip olduğundan olacak, Papa 6. Paul 1967’de Türkiye’ye geldiğinde ayinini burada okur. Okunan bu ayin çok özel bir ayindir aynı zamanda. Çünkü Türk topraklarında bir Papa tarafından okunan ilk ayindir. Papa sadece […]
İki meleğin arasından sırıtan şeytan kılıklı bu adama iyi bakın. Çünkü bunu buraya yaptıran adama da, bu binaya da tarih aynen böyle sırıtmış. Nasıl mı? Çok parası varmış çook. Bir tavlası varmış, zarı elmastan kesme, tahtası zümrütlerden ve yakutlardanmış. Sırf lüfer avlamak için ortası olta sarkıtmak için delinmiş, özel bir yat bile yaptırmış. Namına yakıştıramamış demek ki kayıklardan, vapurlardan balık avlamayı ya da sıradan adamlar […]
Aynı boyutta onlarca çelik borudan oluşarak, göğe dimdik uzanmaktan başka hiç bir fiziki özelliği yok. Şöyle bir bakıp geçenler, derinliğini bilmeyenler için hepsi bu işte: Bir yığın çelik boru. Peki bir de şöyle düşünseniz nasıl olur. Bir tarafa, Cumhuriyetin 50.yılını, Cumhuriyetin kalkınmacı modernleşmeci iddiasını ve Beyoğlu’nun o ünlü karmaşasını koyun. Diğer tarafa da, para kazanmak için yapmak zorunda kaldığı heykelleri öğrencilerine “gözünüz kirlenmesin” diye göstermeyen, sadeliği ön plana çıkartan, ve […]
Tam da burda soluklanırlarmış. Ellerinde çiçekler, nefes nefese kalırlarmış. Kimler mi? Bu binayı yaptıran Beyoğlu’nun ünlü zenginlerinden olan Hristaki’dir. Hristaki 24 dükkan üzerine 18 daire yaptırır 1876’da. Dairelerin olduğu kısma “Cite De Pera” der. Dairelerin altında bulunan dükkanların olduğu bölüme ise kendi adını koyar: “Hristaki Pasajı” 1908’de binayı Sadrazam Sait Paşa alır. Pasaja bu kez de Sait Paşa Pasajı derler. 1917’de Kızıl Ruslar’ın devriminden kaçan Beyaz Ruslar’ın […]
Françesko, eğlence düşkünü zengin bir çocuktur. Bir askeri seferde yakalanır ve yaklaşık bir yıl kadar esir hayatı yaşar. Yaşadığı bu esir hayatı sonrasında bütün hayat felsefesi değişir Frençesko’nun. Bu eğlence düşkünü ve zengin çocuk fakirlikte ilahi bir adalet arayan, keşiş hayatına övgüler düzen biri olmuştur artık. Ve herkesi yoksulluğa çağırmaya başlar Frencesko. Çünkü İsa yoksuldur ve önemli olanda İsa gibi yaşamaktır zaten. Frençesko bu çağrıyı yaptığı zaman […]
“ Babalar oğullarını, anneler bebeklerini terkediyorlar, doktorlar hastalarını ziyarete gitmiyorlardı. Her ev bir mezarlığa dönmüştü ” Bir Avrupalı yazar böyle demişti, İlk önce fareleri sonra da milyonlarca insanı bir anda öldüren Veba için. Bu yüzden de lakabı Kara Ölüm’dü vebanın. Aşağıdaki hastanede Kara Ölüm’ün pençesine düşen hayat dolu insanları, hayata döndürmek için yapılmıştı. 1600’lü yıllarda neredeyse İstanbul’da ki tüm binalar gibi ahşap olarak yapılmıştı bu bina. Yapıldığında […]
Şirinliğine bakıp aldanmayın, bu güvercinler çok politik. Hiç slogan atmamışlardır ama “İşte Taksim İşte 1 Mayıs” kabilinden çok slogan duymuşlardır ve ardından gelen biber gazlarını da bolca yemişlerdir. Kendileri kaçmışlardır ama ya henüz uçamayan yavruları… Ve bu güvercinler birer ana-baba olarak evlat acılarını minicik yüreklerine gömmeyi becermişlerdir. Seslerinin çıkmadığına bakmayın, Tramvay Durağı’nda yapılan politik basın açıklamalarını bolca dinlemişlerdir. Ve içten içe destek vermişlerdir herhalde. Eee nihayetinde bunlar […]
Vakti zamanında İstanbul’un sosyetik kadınlarının sırf bu rölyeflere sahip binanın önünden geçebilmek için süslenip süslendikleri söylenir. İddiaa ne derece doğrudur bilinmez, ama doğruluk payı yüksek olabilir. Çünkü bu bina Türkiye’nin ilk moda evidir. İstanbul’un zenginlerine modanın merkezi Paris’in son kreasyonlarının tanıtıldığı, defilelerin düzenlendiği yerdir. İlginç ama modaevini yaptıran İslamcıların bayraktarı bir padişah. İslamcılık nire Paris modası nire demeyin. Çünkü yaptıran, 2. Abdülhamittir. Jean Botter 2. Abdülhamit’in modacısıdır ya […]
Taksim Meydanı’ndan çevreye bakıldığında göze ilk çarpan ve görkemiyle büyülen bu kilise , içine girmeden sadece bulunduğunuz yerden bile çok şeyler söyler aslında. Onca şey arasından üçünü seçiyorum. 1) İsa daha yaşarken onun peygamberliğine inanan, İsa’nın son akşam yemeğine katılan ve İsa’nın o ünlü kutsal kaseyle şarap sunduğu 12 kişi. İsa çarmıha gerilerek öldürüldükten sonra Hristiyanlığı yaymak adına uzak diyarlara giden, gittiği diyarlarda […]
Joseph Baudouy adlı Fransızın 1800’lü yılların ortalarında iş bulmak için İstanbul’a gelmesiyle Bodvi binasının hikayesi başlar. Baudouy önceleri inşaat işlerinde çalışır. Zamanla işini büyüterek patron olur. İşini öyle büyütür ki; Osmanlı hükümetinden imparatorluğun heryerinde gemi feneri yapımı tekelini elde eder. Haliyle epeyce zenginleşrir Bu zenginliğinin bir alemeti farikası olarakta o zaman ki İstanbul’un kalbi sayılan Pera’ya bir konut yaptırır. Yaptırdığı konut […]
Seferoğulları ve Tellioğullları. Türkiyenin belkide en ünlü iki ailesi. Çünkü Kemal Sunal’ın, Şener Şen’in ve Adile Naşit’in başrollerini paylaştığı “Tosun Paşa” filmiyle bu iki aile arasındaki rekabet Ve ” Tellioğullarına ölüm yaşasın Seferoğulları” nidaları 7 den 70 şe herkesin zihnine kazınmış durumda. Aşağıdaki fotoğrafta İstanbul’un ilk apartmanlarından olan Seferoğlu Apartmanına ait. İstanbul’un ilk apartmanları Galata bölgesinde yapılıyor. Çünkü bu bölge İstanbul’da ticaret ve finanasın aynı […]
Bu pasajı Ragıp Paşa , pasaj olarak değilde konut olarak yaptırmıştı. Konut zamanla pasaja dönüşüverdi. Rumeli Pasajı’nın birkaç gün önce çektiğim panoramik bir fotoğrafını sunuyorum. Fotoğraf 15 ayrı fotoğraf karesinin birleşiminden oluşturulmuştur. Not: Ragıp Paşa’nın kim olduğunu merak ediyorsanız buraya Hayır Ragıp Paşa beni ilgilendirmez sadece İstiklal Caddesi’ndeki yaptırdığı hanlar ilgilendirir diyorsanız buraya tıklayın.
İstiklal Caddesi’nin en göz alıcı yapılarından biri olan Mısır Apartmanı’nı muhtemelen daha önce hiç böyle görmediniz. Bu fotoğrafı bu hale getirmek için 14 ayrı kare çektim ve sonra bu kareleri birleştirdim. Olduğu gibi değilde “bozulmuş“! bir fotoğraf istediğimden geniş açı bir objektif kullandım. Ortaya bu panoramik görüntü çıktı.
Ragıp Paşa çok ehlikeyf bir paşa. Bugün rakıdan Türk içkisi diye bahsediliyorsa Ragıp Paşa’nın tartışılmaz bir yeri var.Çünkü ilk rakı fabrikasını kuran kişi.Ölümü de bu yüzden olacak mide kanserinden. Bu yazımda İstiklal Caddesi’nde bulunan apartmanını panoramik fotoğrafını sunuyorum. Çünkü paşaya ve apartmanına dair detayları daha önceki bir yazımda anlatmıştım Fotoğrafı bugün çektim. Fotoğraf 14 ayrı karenin birleştirilmesinden oluşturulmuş olup üzerinde herhangi […]
Aznavur Pasajı, adını mimarı olan Hovsep Aznavuryan’dan alıyor. Aznavuryan iddalı bir mimar. İstanbul’u süsleyen onlarca eserinden en tanınanı en iddalısı ise Mısır Apartmanı. Sonrasında da 9 katlı, daracık giriş kapılı Aznavur Pasajı geliyor. Hovsep Aznavuryan’ın pasajında yaklaşık 6 ay önce bir sanat evi açıldı. “Sanat evi” diyorum çünkü ev sıcaklığının yaşayabileceğiniz, kahvenizi yudumlayabileceğiniz ve kendinizi rahat hissedebileceğiniz bir cafe-ev. Aynı zamanda […]