
Maşallah arı gibiler. Vızır vızır Hüsyin Avni Paşa’nın çeşmesini restore etmekteler. Ve tam fotoğraflarını çekerken yasak dediler, çekemessin dediler. Yok ya dedim. Burası dingonun ahırı mı dedim. Çekerim dedim. Çektim de. Çünkü tarihi miras herkesindir. Ambargo koyamazsınız.

Biri yol kenarındadır. Diğeri camdan bakar. Birinin yaşı bir asra yakındır. Diğerinin birkaç asra. Birinin sıcacık, güvenli bir yuvası vardır. Diğerinin ne çeşmesi vardır, ne kitabesi ne de onu restore edecek bir eli. Hamiş: Camdan bakan ihtiyarı tanımam. Ama yol kenarında, üzerine levhalar çakılmış ihtiyarı çok iyi tanırım. O, İstanbul’un kendisiyle beraber aynı kaderi paylaşan yüzlerce çeşmesinden biridir. İstanbul’un […]

Bu kabartma haçlar şu ana kadar hiç yazılmadı. Dolayısıyla ilk defa gündeme geliyorlar. Ve rehberlerdeki yerlerini alacaklar. Artık Sultanahmet Meydanı’na gidildiğinde sadece göz ucuyla bakılan, çukurda kalan bu çeşmeye uzun uzun bakılacak, bu haçlar aranacak. Ve Sultanahmet Meydanı’nın kitabesi sökülmüş, bakıma muhtaç hatta aç Çukurçeşme’si hakettiği değeri kazanacak. Belki de bu yazıdan sonra ilgi odağı olacak. Artık turist rehberleri Sultanahmet Meydanı’nı anlatırken duraklarına bu çeşmeyi […]

Bu çeşme burada değilmiş. Başka yerdeymiş ama kader onu buraya getirmiş. Yaptıranda meslektaşım yani öğretmen. Ama meslektaşımla aramda dağlar kadar fark var. Ve ben bu durumdan dolayı kendim adına çok üzgün olduğumu söyleyebilirim. Neden mi?

Bir yudum su için arı, musluğun içine girdi. Amacı belliydi: “Hayatı yudum yudum içmekti.” Hem de canı pahasına. Çünkü, suyun gürül gürül gelmesi ve minik bedenini alıp götürmesi an meselesiydi. Ama su hayattı. Candı. Kimi zamanda canı alandı. Ve su gürül gürül akmaya başladı. Arı belki de sudan bir an önce kaçmayı başardı. Belki de minik bedenini sel suları kaptı. Arının başına ne geldi bilmiyoruz. Ama bu şık musluğun […]

Hayat damarları kesilmiş. Tıpkı adına yaptırılan kişinin Hayat damarlarının kesilmesi gibi. Çünkü bu çeşmeyi 2. Mahmut’un kızlarağası olan Hafız İsa Ağa, Kendisi gibi bir kızlarağası olan Ve cellatların elinde hayat damarları kesilen Gazanfer Ağa?nın ruhunu şad etmek için yaptırmış. Gazanfer Ağa 1603’te idam edilmişti. Çeşme ise 1822’de yapıldı. Anlaşılan Hafız İsa Ağa, aradan 219 yıl geçmesine rağmen Gazanfer Ağa’yı unutmamış. […]

Bu çeşme, üç çeşmeden oluşan tek bir çeşme olduğu için üçüz diye anılmış. Adını da aşağısında bulunduğu

Nasıl derler yoksa ana yüreğimi. Bu çeşme, Zeynep Kamil’den Kadıköy’e doğru giderken sağda bulunuyor. Hemen önünde ki otobüs durağının adı da Kapıağası. Çeşmeyi bir ana yüreği yaptırır. Sultan 3 .Selim’in annesi Mihrişah Valide Sultan. Mihrişah Valide Sultan’ın 1769 yılının Ramazan ayının 2. gününde bir kızı dünyaya gelir. Fatma koyarlar adını. Lakin Fatma Sultan pek yaşamaz. Hayata o küçük gözlerini yumduğunda