Ekşi Sözlük’te adıma açılan başlıktaki bir yoruma cevabım

Ekşi Sözlük’te adıma açılan başlıktaki bir yoruma cevabım

Ekşi Sözlük'te adıma açılan başlıkta eski bir öğrencim yorum yazmış. Belki bu bloğu takip ediyordur görür belki de yıllar sonra ...

BEYOĞLU | birİSTANBULhayali / a dream of Istanbul Etiketli Makaleler

Barın ortasındaki bu kubbe, bir hamamın kubbesi. 1580’lerde yapılmıştır ve İstanbul’un en eski hamamlarından sayılır. Yapan da Mimar Sinan’ın öğrencilerinden olan Mimar Davut Ağa’dır. 1951 yılına kadar hamam olarak kullanılmış. 1970’lerde oldukça kötü bir şekilde restore edilmiş. Restorasyonu hangi kafayla yaptınız diye sorsak yeridir. Çünkü, hamama dair sadece bir kubbe bırakmışlar. Altını mağaza üstünü bar yapmışlar. Barın üzerine de iki kat çıkmışlar. Ortada hamam falan bırakmamışlar. […]

Müslümanların en fazla  ziyaret ettiği kilise hangisidir konulu bir anket yapılsa, muhtemelen şampiyonluk kupasını İstanbul’un bu en heybetli kilisesi  kaldırırdı. Sent Antuan Kilisesi İstanbul’un en büyük kilisesi. Cemaati en geniş kilisesi. Bu özelliklere sahip olduğundan olacak, Papa 6. Paul 1967’de Türkiye’ye  geldiğinde ayinini burada okur. Okunan bu ayin çok özel bir ayindir aynı zamanda. Çünkü Türk topraklarında bir Papa tarafından okunan ilk ayindir. Papa sadece […]

İki meleğin arasından sırıtan şeytan kılıklı bu adama iyi bakın. Çünkü bunu buraya yaptıran adama da, bu binaya da tarih aynen böyle sırıtmış. Nasıl mı? Çok parası varmış çook. Bir tavlası varmış, zarı elmastan  kesme, tahtası zümrütlerden ve yakutlardanmış. Sırf  lüfer avlamak için ortası olta sarkıtmak için delinmiş, özel bir yat bile yaptırmış. Namına yakıştıramamış demek ki kayıklardan, vapurlardan balık avlamayı ya da sıradan adamlar […]

Tam da burda soluklanırlarmış. Ellerinde çiçekler, nefes nefese kalırlarmış. Kimler mi? Bu binayı yaptıran Beyoğlu’nun ünlü zenginlerinden olan Hristaki’dir. Hristaki 24 dükkan üzerine 18 daire yaptırır 1876’da. Dairelerin olduğu kısma “Cite De Pera” der. Dairelerin altında bulunan dükkanların olduğu bölüme ise kendi adını koyar: “Hristaki Pasajı” 1908’de binayı Sadrazam Sait Paşa alır. Pasaja bu kez de Sait Paşa Pasajı derler. 1917’de Kızıl Ruslar’ın devriminden kaçan Beyaz Ruslar’ın […]

Françesko, eğlence düşkünü zengin bir çocuktur. Bir askeri seferde yakalanır ve yaklaşık bir yıl kadar esir hayatı yaşar. Yaşadığı bu esir hayatı sonrasında bütün hayat felsefesi değişir Frençesko’nun. Bu eğlence düşkünü ve zengin çocuk fakirlikte ilahi bir adalet arayan, keşiş hayatına övgüler  düzen biri olmuştur artık. Ve herkesi yoksulluğa çağırmaya başlar Frencesko. Çünkü İsa yoksuldur ve önemli olanda İsa gibi yaşamaktır zaten. Frençesko bu çağrıyı yaptığı zaman […]

“ Babalar oğullarını, anneler bebeklerini terkediyorlar, doktorlar hastalarını ziyarete gitmiyorlardı. Her ev bir mezarlığa dönmüştü ” Bir Avrupalı yazar böyle demişti, İlk önce fareleri sonra da milyonlarca insanı bir anda öldüren Veba için. Bu yüzden de lakabı Kara Ölüm’dü vebanın. Aşağıdaki hastanede Kara Ölüm’ün pençesine düşen hayat dolu insanları, hayata döndürmek için yapılmıştı. 1600’lü yıllarda neredeyse İstanbul’da ki tüm binalar gibi ahşap olarak yapılmıştı bu bina. Yapıldığında […]

Şirinliğine  bakıp aldanmayın, bu güvercinler çok politik. Hiç slogan atmamışlardır ama “İşte Taksim İşte 1 Mayıs” kabilinden çok slogan duymuşlardır ve ardından gelen biber gazlarını da bolca yemişlerdir. Kendileri kaçmışlardır ama ya henüz uçamayan yavruları… Ve bu güvercinler birer ana-baba olarak evlat acılarını minicik yüreklerine gömmeyi becermişlerdir. Seslerinin çıkmadığına bakmayın, Tramvay Durağı’nda yapılan politik basın açıklamalarını bolca dinlemişlerdir. Ve içten içe destek vermişlerdir herhalde. Eee  nihayetinde bunlar […]

Vakti  zamanında  İstanbul’un sosyetik kadınlarının sırf  bu rölyeflere sahip binanın önünden geçebilmek için süslenip süslendikleri söylenir. İddiaa  ne derece doğrudur bilinmez, ama doğruluk payı yüksek olabilir. Çünkü bu bina Türkiye’nin ilk moda evidir. İstanbul’un zenginlerine modanın merkezi Paris’in son kreasyonlarının  tanıtıldığı, defilelerin düzenlendiği yerdir. İlginç ama modaevini  yaptıran İslamcıların bayraktarı bir padişah. İslamcılık nire Paris modası nire demeyin. Çünkü yaptıran, 2. Abdülhamittir. Jean Botter 2. Abdülhamit’in modacısıdır ya […]

Taksim Meydanı’ndan çevreye bakıldığında göze ilk çarpan ve görkemiyle büyülen bu kilise , içine girmeden sadece bulunduğunuz yerden bile çok şeyler söyler aslında. Onca şey arasından üçünü seçiyorum. 1) İsa  daha yaşarken onun peygamberliğine inanan, İsa’nın son akşam yemeğine katılan ve İsa’nın  o ünlü kutsal kaseyle şarap sunduğu 12 kişi. İsa çarmıha gerilerek öldürüldükten sonra Hristiyanlığı yaymak adına uzak diyarlara giden, gittiği diyarlarda […]

– Evlat? Biz daha yaşlanmadık? demişti demesine ama, yarım asırlık ömründen sonra yaşadığı yıllar bile birçok kişinin ömründen fazlaydı artık. Hatta doğduğu günden şimdiye kadar geçen yıllar bir asra yaklaşmıştı. Atatürk?ü çat pat anımsıyordu, İsmet Paşa dendiğinde gözleri çakmak çakmak olurdu… Sevdiceği ise terk etmişti onu. Ortada ne bir suç ne bir suçlu vardı? Aklına karısı düştüğünde ?mukadderat? diyebilirdi yalnızca. […]

Bir İstiklal Caddesi keyfi. Kendi alanında da kesinlikle rakipsiz. Alanı da şu: “İstiklal de yürürken, fındıkları çatırdata çatırdata yenmek”. İstiklal Caddesi üzerinde sadece birkaç yerde satılır. Başka hiçbir yerde de satılmaz. Sırf bu yüzden  Beyoğlu ile özdeşleşmiştir zaten. Zengin türdeşleri gibi ambalajı yoktur Zambo’nun. Fakir bir aliminyum kağıda sarılarak verilir. Nerdeyse herşeyin güzel bir ambalaj olduğu günümüz dünyasında, 60 yıl öncesinden gelen sadeliğin Beyoğlu’ndaki bir çığlığı gibidir […]

İşgale uğrayan her halk gibi mazlumdu Anadolu halkı. İşgalciler mağrur ve gururlu bir şekilde İstanbul’u sokak sokak arşınlayabilir, meclisi basabilir tıpkı Şubat 1920’de çekilen aşağıdaki fotoğrafta olduğu gibi İstiklal Caddesi’nden de geçebilirlerdi. Bu devran böyle dönmezdi elbet. İsyan ve itiraz her dilde söyleyecekti. Pretosto da yapılacaktı, telgraf da çekilecekti, Sultanahmet Mitingi’nde olduğu gibi sokağa çıkıp onbinler olup bağırılacaktı da. Ve savaşılacaktı da. Herşey yapılacaktı da, bu büyük pretosto mimari […]

Galata Sarayı. Birbirinden uzak bu iki sözcük, ilkönce yanyana gelivermiş sonrasında   I’sı düşüvermiş ve  olmuş paşalar gibi  Galatasaray. Kelimenin serüveni 1490’lı yıllar da padişah 2. Bayezid’la başlar. 2 .Bayezid, Galata sırtlarında  Topkapı Sarayı’na bağlı bir  mektep yaptırır. Mektebin adı Galata  Saray-ı  Hümayun Mektebi’dir. Mektebe fiziği düzgün, yetenekli ve zeki olan öğrenciler bizzat padişahın huzurunda yapılan bir seçimle alınırlar. Seçilmiş 40-50 kişiden bahsetmiyoruz. Üç koğuşu vardır mektebin. Ve koğuşların […]

Kader denilen şey sadece insan için mi geçerlidir yoksa mekanlar için  geçerli olduğu zamanlar da  olur mu? Mesela İstiklal Caddesi numara 362 de bulunan bu küçük dükkan gibi. Şark Aynalı Pasajı 1840’da “Passage  Orientel” adıyla açılmıştı. Pasaj olduğu içinde onlarca dükkandan oluşuyordu. 10 masanın zar zor sığabildiği küçük bir dükkanı da İstiklal Caddesi’ne bakıyordu. Pasaj kurulduktan bir yirmi yıl kadar sonra Lebon adlı bir pastacı bu küçük dükkana bir […]

Mimar Sinan. İstanbul’a sülietini kazandıran, deyim yerindeyse nakış nakış dokuyan adam. İstanbul bu kadar etkileyiciyse kuşkusuz en büyük pay Mimar Sinan’ın ya da adlandırıldığı gibi Koca Sinan‘ın. Her yerde var İstanbul’da Sinan. Kâh Üsküdar yamaçlarında kâh Haliç sırtlarında kâh Boğzaiçi’nde  kah merkep bağırtacak kadar dik yokuşlarda. Ama bir yerde yok gibidir Sinan: İstiklal Caddesi’nde. Tabi o zaman İstiklal diye bir yer yok. Pera var ve bağlarıyla meşhur. Meşhur Pera […]

Bir Osmanlı paşası dermiş ki çevresine, oldukça ciddi ve vakur bir biçimde: “Bu yaptırdığım hanların adları Osmanlı’nın yayıldığı  kıtaların adlarını tamamlayacak.” Paşa böyle iddaalı konuşurken üç kıtada da vardı Osmanlı. Avrupa’da, Asya’da ve Afrika’da. Paşa, Avrupa kıtasını temsilen Rumeli Han’ını yaptırdığında  tarih 1890’lı yılların başlarını gösteriyordu. Binanın şuan han olarak kullanıldığına bakmayın, konut olarak kullanılan bir apartman olarak yaptırmıştı. Şıktı, görkemliydi bu apartman. Girişi şatafatlı rölyeflerle süslenmişti. […]

Bu aksakallı adam Andrea  Gritti. 15 yıl Venedik Devleti başkanlığı yapmış. Öldüğünde de 84 yaşındaymış. Ölüm sebebi de garip: Aşırı yılanbalığı kızartması yemek. Andrea Gritti İstanbul’a ayak bastığında yıl 1497’dir. Buğday ticareti yapan bir zengin, bir beydir o. 1503’te de Venedik Devletinin  Osmanlı’da ki elçisi olur. Elçilik binası olarakta  Pera Bağları’nda ki bir evi kullanır. İstanbul’da lüks bir yaşam sürer Andrea Gritti. Şarap ve kadın en büyük keyfidir. Beş […]

Briç İngilizce de köprü anlamına geliyor. Ama o köprü şu yada bu köprü değil. Galata Köprüsü. Tarih 1854’dür. İngiltere Rus yayılmasını kendi çıkarlarına aykırı gördüğünden Osmanlı-Rus savaşında Osmanlı’ya yardım etme kararı alır ve Rusya’nın üzerine sayısı 100 bini aşan asker gönderir. Bu askerlerin yaklaşık 14 bini ise İstanbul’da kalmaktadır. Kaldıkları bölgede “sur içi” diye tabir edilen ve şu an Fatih diye bilinen bölgedir. İngiliz […]

   Toplam 11 kez Yunanistan lig şampiyonu olmuş. 13 kezde Yunan kupasını kaldırmış. Yunanistan’ın kalbursütü takımlarından . Adı AEK . Arması Bizans  kartalı . Rengi sarı-siyah. Tıpkı İstanbulspor gibi Beyoğluspor gibi. Tesadüf mü yoksa tanrının bir hikmeti mi? İkisi de değil. Rum kökenli bir bankacı olan Kostas Vasiliadis 1914 yılında Peraspor kulübünü kurar. Kulüpte yöneticiler, oyuncularda Rumdur. Kulüp kısa zamanda İstanbullu Rumların kulübü olarak ünlenir. Türkiye, Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunanistan’la savaş […]

RSS yapılandırılmış değil.

———————————————————–

————————————————————

———————————————————-

———————————————————-

———————————————————

———————————————————

———————————————————

——————————————————–

————————————————————

——————————————————–

———————————————————

———————————————————–

——————————————————-

———————————————————–

E-mail adresinizi yazın

yeni yazılar posta adresinize gönderilsin
(E-posta adresinize gönderilen linki tıklamayı unutmayın)

——————————————————–

————————————————————

YAZI ETİKETLERİ

———————————————————-

———————————————————–

Yazıların ve fotoğrafların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

————————————————————–

Bu sitede emeğe saygı esastır