İşte böyle. Etrafında dönerek… Bizans, Sultanahmet Meydanı’nı nasıl kullanıyordu from ramazanbeduk on Vimeo.
Krallık gibi. İçinde ancak kayıkla yol alabiliyorsunuz. Ama bir yere kadar. Sonrasını göremiyorsunuz bile. Daha da uzağını, İstanbul’un diğer semtlerine uzananını tahmin edemiyorsunuz bile. Öyle ki, altta İstanbul kadar keşfedilmeyi bekleyen başka bir İstanbul daha var. Şu ifade belgesel yapımcısına ait: ” Bu çok heyecen verici. İstanbul’un altındayım hem de bir bottayım. Hipodromu ( Sultanahmet Meydanı’nı) kürek çekerek geçiyoruz.” Fazlası için belgeseli izleyin. Belgesel ” Yeraltı […]
Bu kabartma haçlar şu ana kadar hiç yazılmadı. Dolayısıyla ilk defa gündeme geliyorlar. Ve rehberlerdeki yerlerini alacaklar. Artık Sultanahmet Meydanı’na gidildiğinde sadece göz ucuyla bakılan, çukurda kalan bu çeşmeye uzun uzun bakılacak, bu haçlar aranacak. Ve Sultanahmet Meydanı’nın kitabesi sökülmüş, bakıma muhtaç hatta aç Çukurçeşme’si hakettiği değeri kazanacak. Belki de bu yazıdan sonra ilgi odağı olacak. Artık turist rehberleri Sultanahmet Meydanı’nı anlatırken duraklarına bu çeşmeyi […]
Bu kitap okunmalı. Ama Sultanahmet Meydanı’nında binlerce yıl bekleşen yapıların tarihini etraflıca öğrenmek için değil. Meydanı anlamak için. Meydanın ruhunu kavramak için. Çünkü bu kitap Atmeydanı’nın ya da nam-ı diğer Sultanahmet Meydanı’nın hayatını anlatıyor. Yaşanmışlıklarını. Duygularını. İnsanın nasıl duyguları varsa ondan kat be kat uzun ömürlü olan meydanında duyguları vardır. Öyle ki meydan, kah acıyı yaşar kah sevinci. Kah eğlenceyi yaşar kah vahşeti. Kah yalnızdır kah kalabalık. Meydanın 3 […]
Osmanlı, Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’ne Defter-i Hakani diyodu. Tapu işlemleri burada görülüyor tapu sicil işlemleri burada yapılıyordu. Tapu Kadastro Müdürlükleri’nin merkezi ise Sultanahmet’te bulunuyordu. Bina şu an Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan Pargalı İbrahim Paşa Sarayı’nın bahçesine 1881’de yapılmıştı. Yüksek tavanlıydı ve 102 ofisten oluşuyordu. Bina hala Tapu ve Kadastro Müdürlüğü olarak yapıyor. Ama herhalde birkaç yıl sonra otel olacak. Malumunuz Sultanahmet ve Ayasofya […]
Bizans’ın Hipodromu. Osmanlı’nın At Meydanı. Cumhuriyet’in Sultanahmet Meydanı, 3 dikilitaşla süslüdür. Bu dikilitaşlardan yaklaşık 10 tane varmış. Ama 3 tanesi kalmış. 3’ü de 3 çarpıcı hikaye bırakmış. En eskisinden başlayalım. Gücün simgesinden hokkabazlara uzanan bir hikayesi var Mısır Dikilitaşı‘nın. Ayrıntısı için tıklayın: Dikilitaş”ın Kudretle Dolu Hikayesi Yılanlı Sütun ise adeta Tarihin Belleğine Çakılan Bronz Bir Çivi. […]
İsimlerle arası pek de iyi olmayan bir tarihimiz var. Bu yüzden isimlerle çokça oynamışız. Binlerce yıllık tarihi olan köy, kasaba, şehir isimlerini saçma bir milliyetçilik uğruna bir çırpıda değiştirmişiz. Köksüz, saçma sapan isimleri koymayı iş edinmişiz. Yukarıdaki Sultanahmet Meydanı?nın bir ucunu boydan boya kaplayan yapı, 1884 yılında Ticaret Mektebi olarak yapılmış 2. Abdülhamit döneminde yapıldığı içinde adı Hamidiye Ticaret Mektebi’dir. 1909’da 2. Abdülhamit tahtan indirilince, okulun […]
Bir yudum su için arı, musluğun içine girdi. Amacı belliydi: “Hayatı yudum yudum içmekti.” Hem de canı pahasına. Çünkü, suyun gürül gürül gelmesi ve minik bedenini alıp götürmesi an meselesiydi. Ama su hayattı. Candı. Kimi zamanda canı alandı. Ve su gürül gürül akmaya başladı. Arı belki de sudan bir an önce kaçmayı başardı. Belki de minik bedenini sel suları kaptı. Arının başına ne geldi bilmiyoruz. Ama bu şık musluğun […]
Tarihin tanık olduğu ilk büyük imparatorluktur Pers İmparatorluğu. Şu an Amerika, geçmişte Osmanlı ne ise bir zamanlar Persler de öyleydi. Sınırları bir başlardı İran’dan dünyanın yarısını içine alırdı. Anadolu’dan Suriye’ye, Mısır’dan Mezopotamya’ya, Hindistan’dan Kafkasya’ya, Orta Asya’ya kadar uzanır da uzanırdı. Ama yetmez bu topraklar Pers İmparatorluğuna. Kudret ve emperyallik çıldırtır Persleri. Gözlerini Yunanistan’a dikerler. Dünyayı titreten ordularıyla saldırırlar Yunanistan’a. Tam 31 Yunan kent devleti Pers’lere karşı birleşir. Kıran […]
Mısır Firavunu 3.Tutmosis Mezopotamya’yı fethedince zaferini göğe olanca heybetiyle uzatmak ister. Çünkü bu zafer, anıtı dikilesi bir zaferdir. Ve bu kudretli dikilitaşı yaptırır Mısır’ın kudretli firavunu Tutmosis. İşte o zaman başlar taşın kudretle dolu hikayesi. O bir taş değil gücün simgesidir artık. İstanbul’un kurucusu Büyük Konstantin bir mektup yazar Mısır’a. Mektup aynen şöyle biter: “…taşı göndermeniz yerinde olur.” Ama Mısırlılar yerinde olmayanı yaparlar ve yar etmezler biricik […]