Sai Çelebi. Doğma, büyüme ve ölme İstanbullu. Mana ve kavramı resme dökmekte ünlenmiş bir nakkaş. Zamanın şairlerinin bir kısmını mizahi ve alaylı bir üslupla hicvetmede ünlenen, divan sahibi bir şair. 1580’li yıllarda Sai Çelebi benim yaşlarımda (30 civarı) Mimar Sinan’sa 90’larındadır. İşte, ‘artık güçsüz bir ihtiyar olmuş tarihin sayfasında ad ve şan bırakarak hayırlı dua ile anılmak isteyen’ Mimar Sinan ‘kırık kalpli, değersiz, […]
Yıl 1559. Bir gemi Venedikten Dalmaçya kıyılarına yelken açar. Gemide Maria adlı bir kadın iki oğluyla, iki kızıyla beraber bulunmaktadır ve Venedik Valisi’nin başkatibi olan babalarının yanlarına gitmektedirler. Gemi korsanların saldırısına uğrar ve tüm aile esir alınır. Maria fidye ödeyerek iki kızını kurtarır. Ama iki oğlunu kurtaramaz. O iki oğul köle olarak satılırlar. Müslüman olurlar Cafer ve Gazanfer adını alırlar. […]
İstanbul’u her dile getirişimizde, dünya kenti dememizin nedeni ne 15 milyonu aşan nüfusu ne içinden deniz geçmesi ne de Osmanlıya payitahtlık edip o zamanlar bilinen dünyanın önemli bir kısmının buradan yönetilmesi. İstanbul’u dünya kenti yapan şey devraldığı mirası. Bizans ve Osmanlı mimarisinin iç içe geçmesi. Tarihin derin kuytularında birbirini beslemesi. İstanbul’u İstanbul yapan şey, İslam mirası olduğu kadar gayrimüslim mirası. Tek kelimeyle […]
Topraklarına tutkuyla bağlılar. Bizans’ta sığınmanın, sürgünün toprağı onların vatanı. Ölümüne ısrarı. 6-7 Eylül olayları sırasında mobilya ustası olan Rum kökenli Yani, Karaköy’deki dükkanı yağmalanınca diğer akrabaları gibi kaçmaz Yunanistan’a. Karısı ile beraber Hristos Mansatırı’na sığınır. Zangoç olur sonra. Yıl 2012 hala orada. Siyah beyaz fotoğrafı, çanın altında. 60 yıl önce Diyarbakır’dan İstanbul’a göç eden Süryani teyze de ısrarla toprağına tutkuyla bağlı kalanlardan. […]
Sarkis Sarraf Hovhannesyan 1740 İstanbul doğumlu Ermeni bir tarihçi. İleri derecede Türkçe ve Rumca biliyor. Neredeyse tüm ömrünü kaleme aldığı eserleri için harcamış. Bu eserlerden bir tanesi de 1800 yılında bitirdiği, hem tarihçiliğini hemde seyyahlığını konuşturduğu bir kitap: Payitaht İstanbul’un Tarihçesi. Bu kitap alanında özel bir kitap olarak kabul edilebilir. Çünkü Hovennasyan bu kitabında İstanbul’u anlatmak için farklı bir metot kullanıyor.
İstanbul’un Ermeni Mirasını Anlamak İçin Bir Okuma Önerisi: Osmanlının Gayrimüslim Tarihinden Notlar
İstanbul’da Ermeni mirasını anlamak demek neredeyse koca Ermeni tarihini anlamak demek. Çünkü Ermeni tarihine yön veren siyasi, idari ve sanatsal kişilikler bu kentte doğmuş, bu kentte yaşamış. İstanbul’un Osmanlıya 500 yıl başkentlik yaptığını ve 3 kıtanın buradan yönlendirildiğini düşünürsek bu durum gayet doğal görünüyor. Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlı olan Ermenilerin Osmanlı tarihinde 2 kırılma noktası var. Biri Papalığın misyonerlik […]
Bu kitap okunmalı. Ama Sultanahmet Meydanı’nında binlerce yıl bekleşen yapıların tarihini etraflıca öğrenmek için değil. Meydanı anlamak için. Meydanın ruhunu kavramak için. Çünkü bu kitap Atmeydanı’nın ya da nam-ı diğer Sultanahmet Meydanı’nın hayatını anlatıyor. Yaşanmışlıklarını. Duygularını. İnsanın nasıl duyguları varsa ondan kat be kat uzun ömürlü olan meydanında duyguları vardır. Öyle ki meydan, kah acıyı yaşar kah sevinci. Kah eğlenceyi yaşar kah vahşeti. Kah yalnızdır kah kalabalık. Meydanın 3 […]
Sula Bozis İstanbullu bir Rum ve kendini Rumların İstanbuldaki mirasına, mutfağına, yaşantısına adamış bir yazar. Sula Bozis, Cibali’de Hacımihali Apartmanı’nda doğmuş. Hemen aşağısında bulunan Aya Nikola Kilisesi’nde de vaftiz olmuş. Çocukluğu Cibali ve Bakırköy’de geçmiş. Çünkü anne tarafı kuşaklar boyu Bakırköy’de yaşamış. Beyoğlu’nda bulunan Zaypon Kız Lisesi’ne kayıt olunca da Beyoğlu’na taşınmışlar. Sonrasında İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun olmuş. Ama […]