Nice seyyah geldi gitti İstanbul’a, nerdeyse hepsi de ortak bir noktada birleşti: “Osmanlının mezarlığı muhteşemdir. ”
Hatta İstanbul’a birkaç kez gelen ünlü Fransız edebiyatçı Gerard De Nerval İstanbul’da Boğaziçi’nden, saraylardan, köşklerden, sokaklardan daha fazla mezarlıkları beğendi.
Osmanlıda her bir mezartaşı bir sanat abidesidir. Öyle ki devrin tüm sanatsal üslupları taş işçiliğinden tutun hat sanatına, manzum biyografisinden tutun başlıklarına kadar bir bir nakşolunur bu mezartaşlarına. Böylece Osmanlının mezarlığı artık sadece bir mezarlık değildir. Bir sanat labaratuvarıdır. Birer açıkhava müzesidir.
Aşağıdaki fotoğraf bu derece güzel, ve güzel olduğu kadar da önemli olan ve sur dibinde bulunan bir Osmanlı mezarlığına ait.
Kırılmış mezartaşı çöplüğün içinde. Ve burası gözlerden ırak bir yerde bulunmuyor. Gayet merkezi bir yerde. Çünkü hemen yanında bir minübüs durağı var.
Ve ne yazık ki bende bu fotoğraflardan yüzlerce var.
ilhami says:
Hocam bu konu hakkında birşeyler yapsak, sesimizi duyursak ilgili yerlere ?
Hep bakıp üzülecekmiyiz ? Hiç kıymetini bilmiyoruz maalesef 🙁