Yerken de öğrenmek için elzem bir kitap

Romalının sakalı ilk önce balığa adını vermiş, balıktan da fasulyeye geçmiş. Yani biz adı barbunya olan balıktan da fasulyeden de bahsederken meçhul bir Romalı’nın sakalından bahsediyoruz.

Kınalı, çenesinin altında çift sakalı olan balığa Romalılar barbatus demişler. Sakallı balık yani. Çünkü, barba Roma’da sakal anlamına geliyormuş. Kelime ilkin Yunanca’ya oradan da barbunya olarak Türkçe’ye geçmiş. Sakallı balık barbunya kınalı olduğundan fasulyenin kınalısına da barbunya demişiz.

Malumu ilandır. Balık sezonu açıldı. Balıkçı tezgahları şenlenmeye başladı. Yerken de öğrenmek için bu kitap elzem. Mezelerin de şeyhi varmış meğersem: Şeyhülmeze istavrit. Palamut, Aristotales’in ton balığıymış. Boğazın beş efendisi sayılan İstavrit, palamut, lüfer, tekir, levrek gibi deniz balıklarının adlarının Rumca ve İtalyanca kökenli olmalarına karşılık sazan, turna, alabalık, yılanbalığı gibi bütün dere balıkların adlarının Türkçe kökenli olması tesadüf mü? Tabiki de değil. Nedeni koca bir tarih dersi aslında.

“Boğaz’ın Beş Efendisi” Lüfer, Palamut, Levrek, Tekir ve İstavrit’e dair lezzetli tarifler ve hikayelerin yanında bir Boğaziçi Tarihi kitabı aynı zamanda. Yerken de öğrenmek için…

Bu yaziya 1 yorum yapilmis.

• 15 Eylül 2014 at 10:35
  ünal says:

  BEDÜK…gene damardan girmiş tarihe..

  Reply