Bir zamanlar uğruna can verilen tarihi eserleri, müzelerin içine hapseden değişim değil midir?
Resime muhalefet olan bir İslam’dan, İslam’ın son halifesini ressam yapan o kudretli güç , değişimden başka nedir?
Değişim ilerlemenin motoru.
Hayat için su neyse, tarih için değişim o!
Dolayısıyla tarihin tanrısıdır değişim.
Herkes usul usul ona biat eder.
Gizli, saklı ibadet eder.
O dönüştürür, o değiştirir.
Kadir-i mutlakdır o.
Mağralara kök boyasından resim çizen ele, tutar binlerce yıl sonra bilmem kaç milyon megapiksellik fotoğraf makinesini veriverir.
Toplum, değişimi yaşarken her zaman direnir.
Kendinden kuşku eder, bir şeylerin yanlış gittiğini varsayar.
Kolay değil alışkanlıklarını değiştirmek zorunda bırakılmak.
21.yüzyılın yaşayanları olarak değişimin en hızlı yaşandığı bir evredeyiz.
Dolaysıyla çokça itirazımız var.
Ve itirazlarımızı belgelemek istiyoruz.
Tarihe, kadrajı iyi notlar düşmek istiyoruz.
Bir grup üniversiteli fotoğrafçı bu belgenin peşine düşmüş.
Objektiflerini doğrultup değişimi kare kare belgelemiş.
Belgelemek için de dünyanın öbür ucuna gitmemiş.
Nerede yaşıyorlarsa oraya doğrultmuşlar objektiflerini.
Çünkü değişim öyle bir güç ki piknik alanından bakkalına, kentsel dönüşümünden bir evlik konutuna, sokak duvarlarına yazılan grafitilerinden halk pazarına kadar toplumun her bir kesimini, her yerde ve her zaman kavrıyor.
Ünifotofest, Fotoğraf Vakfı, Galata Fotoğrafhanesi ve üniversiteli fotoğrafçı gençlerin ortak çalışmasıyla organize edilen bir fotoğraf festivali.
İstanbul açısından bu festivalin güzel tarafı ise, festivalin ilkinin İstanbul’da düzenlenmesi. İlk festivalin konusu ise değişim.
Uzun bir çalışma döneminden sonra çekilen fotoğraflardan oluşturulan foto-röportajlar yaşanılan alandaki irili ufaklı değişimlerin insan hayatındaki etkilerini konu alıyor.
Fotoğrafların sergilendiği standlardan birisi İstiklal Caddesi’nin Tünel Meydanı’nda.
Bu standta altı fotoğraçı var, dolayısıyla altı konu.
İlk foto-röportaj konusu, Gazi Mahallesi Halk Pazarı.
Fotoğraflar, akşam pazar tenhayken başlıyor ama diğer fotoğraflarla beraber pazarda satılan ürün bonbardımanı birden zihninizi işgal etmeye başlıyor. Tam siz bu ürün bonbardımanına esir olmuşken, zihininiz bir bir işgal edilirken, kalabalıklar içindeki yalnız çocuğun fotoğrafı sizi birden sendeletiyor.
İkinci foto-röportaj ise konu olarak pikniği ele almış. Her pikniğin değişmez enstürimanlarından olan salıncakta, çocuk değil de 40’ına merdiven dayamış bir kadın var, yaşam alanlarındaki değişimi sessizce izleyen, tedirginlik duyan ama bunu belli etmeyen ve bir pazar günü değişimin mekanından doğaya kaçan bir kadın.
Bir diğer konu ise grafiti. Gençlerin kendinden önceki nesillerle olan farkını anlatıyor. Oldukça genç işi olan, her çizgisiyle gençliği çağrıştıran grafitti’nin hikayesi ise tamamıyle zıt bir yerden başlıyor: Yaşlı bir teyzeyle . Sonrasında yaklaşık on küsur fotoğrafla devam ediyor.
Bakkal amcanın hikayesi ise karmaşıklığıyla ünlü, deyimlere konu olan o ünlü bakkal defteri ile başlıyor ve tam da meramını dile getiren bir renkle, siyah-beyazla ifade edilmiş.
Üç aile bir ev konusunda ise düzenli hiçbir fotoğraf yok. Değişimin yıprattığı, alt-üst ettiği hayatları anlatırcasına, her şey darmadağınık tüm fotoğraflarda. Kadraj bir yamuluyor, bir tepetaklak oluyor.
Bir diğer konu kentin içinde güneşe kalkanlık yapan gökdelenler. Zaten foto-röportajın adı “Güneşin Kalkanları”. Gökdelenler arasında sıkışıp kalan mahallerin değişime nasıl zorlandığı anlatılıyor.
Devamı yaklaşık 100’e yaklaşan fotoğraf adetiyle 27 Mayıs’a kadar Tünel Meydanı’nda,
Ünifotofest gözüyle değişimi kaçırmayın.
Çünkü her bir fotoğraf belgedir, kentin ve kentlinin zihninde.
Tarihin belleğinde.
Not: Bu etkinlik Galata Fotoğrafhanesi bünyesinde gerçekleştiriliyor.
Galata Fotoğrafhanesi’nin websitesine ulaşmak için tıklayınız: http://www.galatafotografhanesi.com/