Paranın bu tarafı saltanatı kaldırır, diğer tarafı karşı çıkar.
Bu tarafı Cumhuriyeti ilan eder, diğer tarafı yine karşı çıkar.
Bu tarafı halifeliği kaldırır, diğer tarafı yine karşı çıkar.
Bu tarafı harf devrimini yapar, diğer tarafı yine karşı çıkar.
Peki, kim bu amansız muhalif.
Fatma Aliye.
Yani, paranın diğer tarafındaki hanım.
Fatma Aliye bırakın ?kadın yazar? olmayı, ?kadın? olmanın bile zor olduğu dönemlerin bir kadınıdır.
Okumasına ve dil öğrenmesine karşı çıkan, hatta büyük bir zevkle kitaplarını yırtan kocasına rağmen gizli kapaklı öğrenir Fransızcayı. 1889’da Fransızca bir romanı Osmanlıca’ya çevirir. Korkusundan olacak kitabın çevirmen kısmına kendi adını yazamaz. ?Bir hanım? kabilinden bir rumuz kullanır
Yazar olmanın erkek işi olarak addedildiği bir dönemin bir kadın yazarıdır o. Haliyle erkekler arasında tek başına bir kadındır o. Türk edebiyatının ilk kadın romancısıdır. Batı edebiyatından çeviriler yapan bir çevirmendir. Dönemindeki erkek egemenliğine karşı çıkan bir feministtir aynı zamanda.
Bununla beraber Cumhuriyet döneminde modernleşme adına yapılan, neredeyse tüm yeniliklere karşı çıkar. Çünkü, İslamcı denebilecek derecede muhafazakardır.
4 kızı olmuş Fatma Aliye?nin.
Birinin adını da İsmet koymuş.
Küçük kızı İsmet 1926’da kaçmış evden.
Fransa’ya gitmiş.
Bir daha da uğramamış.
Ve Fatma Aliye?nin bundan sonra ki ömrü, kızını aramakla geçmiş.
Neler yapmamış ki kızını bulmak için.
Dedektifler tutmuş.
Yetmemiş kendi gitmiş Fransa?ya.
O kilise senin bu kilise benim, karış karış kızını aramış.
Babasından kalan bütün servetini bu uğurda harcamış.
Ruh ve beden sağlığının bir kısmını da kaybetmiş bu uğurda.
Çünkü küçük kızı İsmet, Hristiyan olmuş.
Aslında Hristiyan olmakla da kalmamış.
Fransa?da ki bir Katolik kilisenin rahibesi olmuş.
Sen misin bunca yeniliğe karşı çıkan.
?Al sana? der gibi.
Fatma Aliye? nin mezarı Feriköy Mezarlığı’nda bulunmaktadır.
Kapt.Ersin Süeren says:
Toplumu atinin günü geçmiş kazanında yavaş, yavaş ısıtıp uyuşturarak yakın tarihimizi unutturma çabaları bizleri daha çok bu tür sureti havi banknotlarla tanıştıracaktır. Bilgiyi hem pahalı, hemde vakit alıcı olarak gören, salt ‘kulak gazetesine’ iltifat eden bir topluma ne denebilir ki? Unutulmasın ki Kader, davranışlarımızın neticesidir. Geçmişini bilmeyen geleceğini tasarlayamaz.
Kapt.Ersin Süeren says:
Keşke bu tatsız meydan okuma konusuna herkez sizin gibi akılcı yaklaşabilse.
Ancak yakın tarihimizin bile bilincinden yoksullaştırılmış toplumumuzdan bunu beklemek saf-dillik olmazmı?
Kapt.Ersin Süeren says:
Bu hanımın resmi bir meydan okumaya alet edilmiştir. Ancak ne yazık ki toplumumuz bu meydan okumanın ne tür davalar silsilesi ile hepimizi zaman içinde rahatsız edeceğinin, genel olarak, ne farkında ne de yakın tarihsel bilincinde.
Kan davasının bu ülke vatandaşlarına asla faydası olmaz. ANLAYANA!
sima says:
Fatma Aliye Ahmet Mithat’la birlikte yazdığı romanın ismi olan Hayal ve HAkikat ‘i,İstanbul Modern Sanatlardaki dünden bugüne kadın sanatçıları konu alan bir serginin ismi yapmıştı,ordan öğrenmiştim ilk olarak. Almak istiyorum ve her defasında unutuyorum şu kitabı 🙂 bi hatırlatma oldu bu yazın.
Ramazan Bedük says:
Güzel bir şeye vesile olmuş o zaman…
serdar says:
Paranın arkasına onu değil de babası Cevdet Paşa yı koysalardı bu zamanında ve şimdi olan tartışmalar yaşanmazdı; zira babası osmanlı tarihi ve tarihi yazımı açısından kızından daha önemşi bir kişiliktir şahsımca…
Ramazan Bedük says:
Tezat ve trajedi hayata dairdir. Tıpkı ayrılığın aşka dahil olması gibi. Dolayısıyla problem yok. Aslında Fatma Aliye, paranın arka tarafında değil ön tarafında olmalıydı.
Burak Kayışoğlu says:
Öncelikle yorumuma cevap verme nezaketiniz için teşekkür ederim.Anlatmak istediğinizi anlatmışsınız efendim yanlış bir şey anlaşılmadı sadece kendinizden fazla yorum katmışsınız yazınıza .Buranın da bir nevi blog ya da kişisel bir site olduğunu düşünürsek sanırım doğru olanı yaptınız.Tabi bu yazdıklarınıza tümüyle katılmadığım gerçeğini değiştirmez 🙂 Saygılar
Ramazan Bedük says:
ilginize teşekkürler…
Burak Kayışoğlu says:
Yorumunuzla karışık yazınızı okudum ;ancak kendinize has fazlaca cümle kurmuş olacaksınız ki taraflı bir yanı var yazınızın.Aliye Hanım hakkında elimde fazlaca bir malumat olmamasına rağmen sizin de çok fazla bilgiye sahip olduğunuzu düşünmüyorum.Duruma objektif yaklaşırsak şayet ,ı TC ait bir banknotta ismi geçen bir hanım söz konusudur ve iddialarınızda samimiyseniz buyrun paranın arka yüzünü değiştirme adına dilekçenizi yazınız ki varsa bir yanlışlık ortadan kalkmış olsun.Şayet rivayetçi bir tarih ağzıyla yazmıyorsanız.
Ramazan Bedük says:
Emin olunuz, Aliye hanım hakkında fazlasıyla malumat sahibiyimdir…dikkat çekmek istediğim konu şuydu:..”küçücük bir paranın iki yüzünde buluşan kocaman tezat”.. lakin anlatabildiğimi umuyordum ama anlaşılan anlatamamışım …bu yazıdan dolayı neden dilekçe vermem gerekiyor,haliyle debpek anlayamadım..zat-ı şahaneleri beni konuda engin ve derin bilgileriyle aydınlatırlarsa memnun olurum..