1 diyorum. Çünkü ben burda çok nargile içicem çokta fotoğraf çekicem. Dolayısıyla 2.3.4.5.6 ….65.66 ve daha fazlası sıradadır. Anlayacağınız bin bilmem kaça kadar yolu var. 300 yıllık koca bir tarihi taşıyan medresenin avlusu günümüz Türkiye’sinin belki de en iddalı nargile mekanı. İşte size o mekandan ilk partide 4 fotoğraf. Not: İkinci parti komple dumanlı olacağından birinci parti komple dumansızdır.
Bir İstiklal Caddesi keyfi. Kendi alanında da kesinlikle rakipsiz. Alanı da şu: “İstiklal de yürürken, fındıkları çatırdata çatırdata yenmek”. İstiklal Caddesi üzerinde sadece birkaç yerde satılır. Başka hiçbir yerde de satılmaz. Sırf bu yüzden Beyoğlu ile özdeşleşmiştir zaten. Zengin türdeşleri gibi ambalajı yoktur Zambo’nun. Fakir bir aliminyum kağıda sarılarak verilir. Nerdeyse herşeyin güzel bir ambalaj olduğu günümüz dünyasında, 60 yıl öncesinden gelen sadeliğin Beyoğlu’ndaki bir çığlığı gibidir […]
Eğer sizde Yemek mekanı, Gezinin ruhuyla uyumlu olmalı diyenlerdenseniz, Tam da gezinin gelip geçiciliğini vurgulayan bir mekan. Çünkü burada, Tabaklar kağıttan Çatallar ve kaşıklar plastikten. Oturaklı değil yani gayetiyle ayaküstü. Adı da güzel. İstanbuli.
Kader denilen şey sadece insan için mi geçerlidir yoksa mekanlar için geçerli olduğu zamanlar da olur mu? Mesela İstiklal Caddesi numara 362 de bulunan bu küçük dükkan gibi. Şark Aynalı Pasajı 1840’da “Passage Orientel” adıyla açılmıştı. Pasaj olduğu içinde onlarca dükkandan oluşuyordu. 10 masanın zar zor sığabildiği küçük bir dükkanı da İstiklal Caddesi’ne bakıyordu. Pasaj kurulduktan bir yirmi yıl kadar sonra Lebon adlı bir pastacı bu küçük dükkana bir […]
Yeniçeriler. Bir dönem cesaretleriyle,savaşkanlıklarıyla ünlüydüler. Bir dönem de kelleler götüren isyanlarıyla. Bir ayaklandılar mı, Osmanlı’da yer yerinden oynardı adeta. Çünkü nice kelleler giderdi o ayaklanmalarda. Onun için yeniçerilerin bağlılıkları önemliydi. Ve yeniçeriler bağlılıklarını bir “şeker kıvamında” bildirirlerdi. Aylıklarını üç ayda bir alırlardı yeniçeriler. Divan, bunun için Topkapı Sarayı’nda bir tören düzenlerdi. Ve törende de bir yemek verirlerdi. Çorbalarını içer yemeklerini yerdi yeniçeriler. […]
Burada saçların her teline bir galon içilir. Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir. Burası Agora Meyhanesi Yukarıdaki resmi görüp bu sözler bu köhne yer için mi yazıldı diye sorulabilir? Aslında, hem evet hem hayır. Çünkü bu meyhanenin hikayesi biraz karışık. 1890’da bir Rum olan kaptan Asteri , Balat çarşısında bir meyhane açar. Meyhanesine de Rumca “meydan” anlamına gelen “Agora” adını koyar. […]