“Kapının tokmağı tunçtan, içi ahşap, dışı bakırdan yapılmış. Camisi Cizre’de. Tokmağı Danimarka’da. Kendisi İstanbul’da…” Bu bir bilmece değil. Yaklaşık sekizyüz yaşındaki, Cizre Ulu Camii’nin ulu kapısına düzülmüş bir methiye! Ulu Camii neden ulu? Bir olasılık yaşından. Çünkü Anadolu’nun en eski camisi. Taa Hz. Ömer zamanından… Selçuklular 13.yy’da burayı onarmışlar ve camiye adına yakışan ulu bir kapı yapmışlar. Kapıyı bakır plakalarla donatmışlar ve plakların her birini sonsuzca tekrar eden geometrik şekillerle süslemişler. İstemişler ki […]
Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Pargalı İbrahim Paşa Sarayı 90 yıl önce epey farklı görünüyormuş. Mesela, videonun çekildiği tarih olan 1920’de padişahın saraydan Sultanahmet Meydanı’ndaki eğlenceleri izlediği küçük balkon yok. Ve şu an müzenin bahçesi olarak kullanılan ve içinde bir de kafe bulunan avlu, cumbalı ahşap evlerle kaplı. Bu ahşap evler tek katlıydı ve muhtemelende tekkeye bağlı harem dairesini içinde barındırıyordu.Tekke diyorum […]
Yaşım 32. Şimdiye kadar hiç bir anahtarlığa 24 lira vermedim. Bu hariç. Ortada gücü ve kudreti temsil eden bir aslan başı, kenarlarda kötülükle savaşı sembolize eden iki ejder. Kem gözlerden sakıyan, düşman güçlerden koruyan ilahi bir tılsım. Şamanın tılsımı. Nerde ise oraya güç veren, koruyup gözeten, düşmana korku salan, sahibine cesaret veren bir tılsım. Aslanbaşlı ve ejder motifli bu eser bir cami kapısının, kapı tokmağı olarak […]
Pargalı İbrahim Paşa’nın yalınayak dolaşan bir balıkçının oğulluğundan Osmanlı’da zirveye çıkan hayat hikayesini bu linkte anlatmıştım. Hikaye 1536’da cellatların ellerinde son buluyordu. Ve Makbul İbrahim, Maktül İbrahim oluyordu. 1520 yılında At Meydanı’nı sadece dikilitaşlar süslemiyordu. Ön cephesi 140 metre olan bir sarayda görkemiyle süslüyordu. 2. Bayezid döneminde(1481-1512) taştan yapılmış bir saraydı bu. 4 avlusu vardı. Avluyu çevreleyende onlarca odası. Büyüklüğüyle Topkapı Sarayı’yla yarışan bu sarayı, Sultan Süleyman 1520’de […]
Taşınan cenaze Pargalı İbrahim Paşa’ya ait. Minyatürü, Nakkaş Osman çizmiş. Mart 1536 da. Yunanistan’ın Parga kasabasında, yalınayak dolaşan bir balıkçının oğlu olarak doğar Pargalı. Fakirin önde gidenindendir yani. Küçük yaşlarda Maltalı korsanlar kaçırınca Pargalıyı, Pargalı için hayat değişir artık. Çünkü