Bizans, muhtemelen 500’lü yıllar da binlerce taş bloku üstüste koyarak yapmış bu sütunu. Bir nevi örerek. Sütunun adı, bu yüzden Örme Sütun. 900’lü yıllarda da koca sütunun koca gövdesi zamana yenik düşmüş. Harabeye dönmüş. Bunun üzerine dönemin İmparatoru 7. Konstantinos sütunu onartmış. Ve her bir taşın üzerine altın kaplamalı tunçtan bir plaka çaktırmış. Plakanın üzerine de babasının zaferlerle dolu savaşlarını kabartmış. Öyle ki 32 metrelik sütun güneşin alnında parıl parıl parıldıyormuş. […]
Bu duvarlar, yüzlerce yıl yüzbinlerce seyircinin keyiften çıldırasıya bağırdığı, yıl 532’de kılıçtan geçirilen 30 bin insanın acıdan çığlık attığı, kah at yarışlarının yapıldığı, kah politikanın avaz avaz tartışıldığı Hippodrom’un duvarları. Sphondone diyorlar bu duvarlara. Dile kolay tam 1900 yaşında. 1900 yılda da her badireyi atlatmış. Ne etrafını çevreleyen gecekondular, ne çevresine hiçbir bilgelendirici levha koymayan ilgisizlik ve cehalet, ne Bizans’a düşmanca bakan yobaz kafalar, ne de […]
Eğer daha önce Sultanahmet Cami’sine gitmişseniz, bahçenin içinde yapayalnız duran bu koltuk muhtemelen dikkatinizi çekmiştir. “Bu da neyin nesi” kabilinden merakınızı cezbetmiştir. Çevredeki ahaliye de koltuğun ne olduğuna dair bir soruyu muhtemelen sormuşunuzdur. Ve muhtemelen de sorduğunuza pişman olmuşunuzdur. Çünkü bu koltuk popüler bir koltuk değil. Onun için de herkes bilmez. Ama tarihinde hep popüler olan şeylere tanıklık etmiş. Çünkü bu koltuk, Bizanstaki popülaritenin bir numaralı merkezi olan […]