Dün 2. Mahmut Türbesi, Nuruosmaniye Külliyesi, Laleli Külliyesi ve Mesih Paşa Cami’deydim. Hepsi güzel olmakla ve defalarca gidilmeyi haketmekle beraber Nuruosmaniye Külliyesi farklıdır. 1. Mahmut döneminde inşasına başlanan ve 3. Osman döneminde 1755 yılında yapımı tamamlanan adını da buradan alan Nuruosmanye Külliyesi Osmanlının son klasik anıtsal camisi ve külliyesidir. Osmanlı, İstanbul’u nakış gibi ilmek ilmek dokuyan külliyelere bu külliye ile beraber […]
Dede. Türk entellektüel hayatının köşe taşlarından. Belki de köşe başlarından. Çünkü, Millet, hürriyet, vatanseverlik kavramlarını Türk fikir hayatına o yerleştirdi. Bu fikirleri uğruna gazeteler çıkardı. Ve çıkardığı gazeteler defalarca kapatıldı. Sürgüne gönderildi yılmadı. Uslanmaz bir muhalifti o. 48 yaşında öldüğündeyse “hürriyet şairi” olarak nam saldı.
Sebiller, Osmanlının yol kenarlarında merhameti imlediği yerlerdi. Çünkü Osmanlı insanı buradan dağıtılan sularla serinlerdi. Kandil ve bayram gibi mübarek günlerde ise bal ve şekerden yapılmış şerbetlerle ağzını şenlendirirdi. Bu sebil Yemen ve Tunus fatihi Koca Sinan Paşa’ya ait. Koca Sinan Paşa fatihliği dışında küçük işlerle uğraşmayı da kendini iş edinmiş bir paşa. Bu yüzden tarihi karakter olarak Koca Sinan Paşa’yı […]
Yıllardır önünden geçer dururum her geçtiğimde de içimden şunu geçirmişimdir. “Yahu bu medresenin kapısı niye böyle ve niye iki katlı?” Çünkü medrese bol revaklı avlusu, dersanesi ve hücreleriyle o dönemin medrese mimarisine birebir uyuyordu. Ama iki katlı yapısı ve ilginç kapısıyla bu uyum yok oluyordu. Geçen hafta Birlik Vakfı’nın Genel Merkezi olarak kullanılan bu medreseye gittim. Amacım hem Atik Ali Paşa medreseyle ilgili birkaç birşey […]
Bu mezar turistlerin uğrak yeri olan bir mekanının bahçesinde bulunuyor. Çorlulu Ali’nin başı bu mezarda. 1670’de Çorlu da doğar Ali, bir çiftçinin oğlu olarak. Kapıcıbaşı bir süre sonra Ali’yi evlatlık ister. Ailesi çok sevdikleri oğlunu neden evlatlık verir bilinmez . Belki kapıcıbaşını çok sevdiklerinden belki korkudan titrediklerinden. Belki de oğullarının yükselmesini istediklerinden. Bilinen, Ali’nin saraya ayak basmış olduğudur. “Devletlü” olur artık Ali. Ve yükselmesi […]
Kanın gövdeyi götürdüğü savaş alanlarında Kitap okuyabilecek kadar kitabın, Her akşam sofrayı kurup kadehleri tokuşturabilecek kadar şarabın müptelasıydı. Babası Ahmet demişti. Bilgisinden, görgüsünden dolayı da çevresi, Fazıl. O, 26 yaşında devletin en tepesine gelen gencecik bir sadrazamdı. Fazıl Ahmet Paşa’ydı. Kendi kitaplarıyla, babasından kalan cilt cilt kitapları birleştirmiş, 1661’de adına yakışan bir kütüphane yaptırmıştı. Bağımsız bir yapı olarak tasarladığı kütüphanesi, […]
Sanki, Binbirgece Masallarında anlatılan düş ülkelerinin prensesleri gibi. Aynanın karşısına geçmiş, bilmem kaç bininci kez taradığı saçlarını yeniden tarıyor. Onları okşuyor ve narin elleriyle yeniden yeniden güzelleştiriyor olmalı. Dul kaldığında daha güzelliğinin baharındaydı. 25 yaşındaydı. Bir daha da evliliğin yanına uğramadı zaten. Ta ki 70 yaşında mezarlıkla evlenene kadar. Adı Esma’ydı, soyadı Sultan. Kardeşi de Osmanlının gelmiş geçmiş en yenilikçi padişahı 2.Mahmut’tu. Esma Sultan’ın bu güzelliğine bakıp da “Bu […]