Bu merdivenler, caddesiyle sokağıyla bol bol para kokan meskun bir mahali, Bankalar Caddesi ile Banker Sokağı’nı birbirine bağlanıyor. Haliyle yaptıran da oldukça paralı biri. Osmanlı’dan gayrimenkul sahibi olma iznini başarabilen ilk yabancıya, Yahudi bir bankere, Avram Kamondo’ya ait. Avram Kamondo’nun bu merdivenleri, bankasının bulunduğu Banker Sokağı’ndan Bankalar Caddesi’ne rahat ulaşabilmek için yaptırdığı söyleniyor. Lakin, bu bir rivayet. Gerçek olansa şu: “Kamondo Merdivenleri, bugün Karaköy’ün simgesi. Hatta İstanbul’un simgelerinden.” […]
Bir İstiklal Caddesi keyfi. Kendi alanında da kesinlikle rakipsiz. Alanı da şu: “İstiklal de yürürken, fındıkları çatırdata çatırdata yenmek”. İstiklal Caddesi üzerinde sadece birkaç yerde satılır. Başka hiçbir yerde de satılmaz. Sırf bu yüzden Beyoğlu ile özdeşleşmiştir zaten. Zengin türdeşleri gibi ambalajı yoktur Zambo’nun. Fakir bir aliminyum kağıda sarılarak verilir. Nerdeyse herşeyin güzel bir ambalaj olduğu günümüz dünyasında, 60 yıl öncesinden gelen sadeliğin Beyoğlu’ndaki bir çığlığı gibidir […]
Şıklık ve zerafetin göğe doğru 6 kat uzandığı bir apartman Mısır Apartmanı. Adı doğuyla ilgili ama görüntüsünün doğuyla hiç ilgisi yok. Çünkü, Art Nouveau denilen sanat anlayışıyla yapılmış. Yani buram buram batı. Oysa içinde yaşananlar hep doğu. Anlayacağınız içi ayrı dışı ayrı bir apartman Mısır Apartmanı. Hikayesine gelince. Mısır Prensi Abbas Halim Paşa dönemin ünlü Ermeni mimarı Hovsep Aznavuryan‘dan kışlık bir konak yapmasını ister. Yer olarak da İstanbul’un gözde […]
İşgale uğrayan her halk gibi mazlumdu Anadolu halkı. İşgalciler mağrur ve gururlu bir şekilde İstanbul’u sokak sokak arşınlayabilir, meclisi basabilir tıpkı Şubat 1920’de çekilen aşağıdaki fotoğrafta olduğu gibi İstiklal Caddesi’nden de geçebilirlerdi. Bu devran böyle dönmezdi elbet. İsyan ve itiraz her dilde söyleyecekti. Pretosto da yapılacaktı, telgraf da çekilecekti, Sultanahmet Mitingi’nde olduğu gibi sokağa çıkıp onbinler olup bağırılacaktı da. Ve savaşılacaktı da. Herşey yapılacaktı da, bu büyük pretosto mimari […]
Galata Sarayı. Birbirinden uzak bu iki sözcük, ilkönce yanyana gelivermiş sonrasında I’sı düşüvermiş ve olmuş paşalar gibi Galatasaray. Kelimenin serüveni 1490’lı yıllar da padişah 2. Bayezid’la başlar. 2 .Bayezid, Galata sırtlarında Topkapı Sarayı’na bağlı bir mektep yaptırır. Mektebin adı Galata Saray-ı Hümayun Mektebi’dir. Mektebe fiziği düzgün, yetenekli ve zeki olan öğrenciler bizzat padişahın huzurunda yapılan bir seçimle alınırlar. Seçilmiş 40-50 kişiden bahsetmiyoruz. Üç koğuşu vardır mektebin. Ve koğuşların […]
Kader denilen şey sadece insan için mi geçerlidir yoksa mekanlar için geçerli olduğu zamanlar da olur mu? Mesela İstiklal Caddesi numara 362 de bulunan bu küçük dükkan gibi. Şark Aynalı Pasajı 1840’da “Passage Orientel” adıyla açılmıştı. Pasaj olduğu içinde onlarca dükkandan oluşuyordu. 10 masanın zar zor sığabildiği küçük bir dükkanı da İstiklal Caddesi’ne bakıyordu. Pasaj kurulduktan bir yirmi yıl kadar sonra Lebon adlı bir pastacı bu küçük dükkana bir […]
Mimar Sinan. İstanbul’a sülietini kazandıran, deyim yerindeyse nakış nakış dokuyan adam. İstanbul bu kadar etkileyiciyse kuşkusuz en büyük pay Mimar Sinan’ın ya da adlandırıldığı gibi Koca Sinan‘ın. Her yerde var İstanbul’da Sinan. Kâh Üsküdar yamaçlarında kâh Haliç sırtlarında kâh Boğzaiçi’nde kah merkep bağırtacak kadar dik yokuşlarda. Ama bir yerde yok gibidir Sinan: İstiklal Caddesi’nde. Tabi o zaman İstiklal diye bir yer yok. Pera var ve bağlarıyla meşhur. Meşhur Pera […]
Bir Osmanlı paşası dermiş ki çevresine, oldukça ciddi ve vakur bir biçimde: “Bu yaptırdığım hanların adları Osmanlı’nın yayıldığı kıtaların adlarını tamamlayacak.” Paşa böyle iddaalı konuşurken üç kıtada da vardı Osmanlı. Avrupa’da, Asya’da ve Afrika’da. Paşa, Avrupa kıtasını temsilen Rumeli Han’ını yaptırdığında tarih 1890’lı yılların başlarını gösteriyordu. Binanın şuan han olarak kullanıldığına bakmayın, konut olarak kullanılan bir apartman olarak yaptırmıştı. Şıktı, görkemliydi bu apartman. Girişi şatafatlı rölyeflerle süslenmişti. […]
Bu pencereler dile kolay,2 yıl hiç açılmamış. Döneminin en iyi porselen satıcısı… Kadir kıymet bilen yas tutan vefakar bir aşığı. Adı, Henri Degucis. 1870’li yılların sonunda ünlü mimarlardan Vallauri’ye Galata’da kışlık bir konak yaptırmış. 1881’de de ailesi ile beraber yapılan konağa taşınmışlar. Uzun yıllar da bu konakta güzel günler yaşamışlar. 1940’ta karısı ölmüş Degucis’in. Ve Decugis için ömrünün sonuna kadar sürecek yas dönemi […]
Ragıp Paşa, padişah 2. Abdülhamit’in en has adamlarından biri, belki de birincisi. Çünkü Abdülhamit’in başa geçtiği 1876’dan, tahtan indirildiği 1908’e kadar tam 32 yıl Abdülhamit’in mabeyncisi olmuş. 1909’da İttihatçılar Abdülhamit’i Selanik’e sürgüne gönderince, Abdülhamit’in bu en has adamına kıyak geçeçek değillerdi ya… Onuda Midilli’ye sürdüler. Birkaç yıllık sürgün hayatından sonra da İstanbul’a geri döndü Ragıp Paşa. 1920’de de yakalandığı mide kanserine yenik düştü. Neden mide kanserine yakalandığına […]
Pera Palas. Batının zengin çocukları, Doğunun fakir topraklarına ayak basınca 5 yıldızlı zenginliklerini Doğu’da da 5 yıldızlı yaşasınlar diye yapılmıştı Pera Palas. Bırakın içinde kullanılan mermerleri, aynaları, avizeleri, gümüş yemek takımlarını yapıldığı taşlar bile dönemin en pahalı taşlarıydı. 1955’te Hilton Oteli yapılana kadar da Türkiye’nin hizmette ve konforda tek 5 yıldızlı oteliydi. Kimler kalmadı ki Pera Palas’ta. Mustafa Kemal’den İran şahı Rıza […]
Bu aksakallı adam Andrea Gritti. 15 yıl Venedik Devleti başkanlığı yapmış. Öldüğünde de 84 yaşındaymış. Ölüm sebebi de garip: Aşırı yılanbalığı kızartması yemek. Andrea Gritti İstanbul’a ayak bastığında yıl 1497’dir. Buğday ticareti yapan bir zengin, bir beydir o. 1503’te de Venedik Devletinin Osmanlı’da ki elçisi olur. Elçilik binası olarakta Pera Bağları’nda ki bir evi kullanır. İstanbul’da lüks bir yaşam sürer Andrea Gritti. Şarap ve kadın en büyük keyfidir. Beş […]
Fotoğraflarda yukarı doğru tırmanan kaldırım, Galata’yı Beyoğlu’na bağlayan Yüksek Kaldırım. Kaldırımları teker teker söküp yerine asfalt yol yaptıklarından artık Yüksek Kaldırımın adı var kendi yok.1860-70’li yıllarda hergün yaklaşık 40 bin kişi bu kaldırımı tırmanarak Galata’dan Beyoğlu’na ulaşıyormuş. Bu tespit dönemin mimarı E. Henri Gavand’a ait.Bunun üzerine H. Gavand bu alana bir demiryolu projesi yapılırsa çok karlı olacağını düşünmüş ve projesini hazırlamış. Padişah Abdülaziz’in huzuruna çıkmış. Olur, […]
Ruslar, ajanlar ve sanat İstiklal Caddesine boylu boyuna uzanan bu kale gibi yapının, Narmanlı’nın tarihinde üç sihirli kelime. Bu kaleye benzeyen bina 18432te Rus elçiliği olarak yapılır. Bir kaç yıl sonra yeni Rus elçiliği yapılıp elçilik görevlileri yeni binaya gidince, binanın odaları Rus şirketler tarafından ofis olarak kullanılmaya başlanır. 1920’lerde de İstanbul’a binlerce Beyaz Rus göçmen gelir. Çünkü 1917 de, Rusya’da Çar devrilmiş ve […]
Lüks, ihtişam,yoksulluk ve trajedi maşallah gani gani. Sanki hepsi Frej apartmanı denilen bu binada buluşuvermiş. Selim Hanna Frej, Beyrutlu bir zengindir. O kadar zengindir ki Hayfa’dan Lübnan’a,Lübnan’dan Trablusgarp’a kadar çok geniş bir alanın deniz ticareti haklarını Osmanlı’dan 99 yıllığına kiralamaya gözü alabilir. Süper zengin Selim Hanna Frej 1900’lü yılların başlarında lüks bir konut yaptırır. Dönemin en gösterişli partileri de haliyle bu ultralüks konutta yapılmaya başlanır. Öyle ki […]
Toplam 11 kez Yunanistan lig şampiyonu olmuş. 13 kezde Yunan kupasını kaldırmış. Yunanistan’ın kalbursütü takımlarından . Adı AEK . Arması Bizans kartalı . Rengi sarı-siyah. Tıpkı İstanbulspor gibi Beyoğluspor gibi. Tesadüf mü yoksa tanrının bir hikmeti mi? İkisi de değil. Rum kökenli bir bankacı olan Kostas Vasiliadis 1914 yılında Peraspor kulübünü kurar. Kulüpte yöneticiler, oyuncularda Rumdur. Kulüp kısa zamanda İstanbullu Rumların kulübü olarak ünlenir. Türkiye, Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunanistan’la savaş […]