Beyazıt Kulesi’ne dair yüzlerce fotoğrafa bakmışımdır. Ama en iyisi bu. Fotoğraf o kadar güçlü ki, İstanbul’da çekilmiş gibi değil de Amerikan gangster filmlerinden fırlamış gibi duruyor. Fotoğrafı çeken aynı zamanda benim en beğendiğim İstanbul fotoğrafçılarından olan Achille Samandji. Hikayesini şurada anlatmıştım: https://www.biristanbulhayali.com/istanbulun-100-fotografcisi-kitabinda-adi-yer-almayan-bir-istanbul-fotografcisi-achille-samandji
O öve öve bitiremediğimiz hoşgörümüzün engin ve derin fotoğrafıdır bu fotoğraf. Bir zamanlar İstanbul sokaklarında Ortodoks papazlar dini kıyafetleriyle dolaşıyorlar, evden kiliselerine ya da kiliselerinden evlerine, belki kahveye gidiyorlardı. O kadar hoşgörülüyüz ki! bu fotoğrafı nostaljinin içine hapsettik. Geçen zaman içinde bir tane bile bırakmadık.
1870’de İstanbul’da doğar Achilles Samandji. Cumhuriyet’le beraber uygulanmaya başlayan İstanbul’u tektipleştirme politikalarından rahatsız olmuş olacak 1936’da terkeder bu kenti. Yoksa İstanbul’un özellikle arka sokaklarını, Bizans mirasını fotoğraflayan bir fotoğrafçı neden terketsin ki memleketini. Rum kökenli olan Achilles Samandji padişahların, şehzadelerin fotoğrafçısı olarak bilinir. Ama İstanbul’u çekerken tezat bir şekilde lüks ve şaşaa kokan semtleri çekmez. Bu yüzden fotoğraflarında Beyoğlu, Galata hemen […]
Çilekler ikiye ayrılır: Çakma olanlar ve gerçek olanlar. Çakma olanları yılın her mevsimi jelatine sarıp sarmalanmış bir halde bulabilirsiniz. İçine ne enjekte ettilerse artık bayağı bir kırmızıdır, ağzı sulandırır. Gerçek olan ise toprağında, mevsiminde yetişendir. Kırmızısı abartıya kaçmayandır. Kokusu, ruhu sarıp sarmalayan bir kıvamdadır. İstanbul’a has bir damak tadı olan Arnavutköy Çileği gibi… Mayıs ayının son haftasındayız. Çilekler yavaş yavaş […]