nargile lülesi 3

 

Türkler tütünü severler bostanda da içerler

Masallarıyla ünlü Andersen ömrü boyunca tütün içmemişti. Ama 1841’de İstanbul’a geldiğinde Babıaliyi ziyaret etmiş, Babıali’de kendisine  kahvenin yanında ikram edilen tütün çubuğundan nezaket icabı içmişti. Babıali’deki tek nahoş anısıydı onun. Tütünün tadını sevmemişti.

Ama Türk tütünü severdi, her yerde de içerdi.

Dünyaca ünlü Norveçli edebiyatçı Knut Hamsun 1899’da İstanbul’a geldiğinde, Türklerin  tütün kullanımı çok dikkatini çekmişti ve ” Türkler için tütün, ekmek ve sudan sonra hayattaki en mühim şeylerin başında gelir” diyerek seyahatnamesine not etmişti.

Sadece Andersen ve Hamsun’un değil neredeyse gelen tüm seyyahların Türklerin tütüne olan ilgisi dikkatlerini çekmişti. Türkler tütünü severdi. Sadrazam bir diplomatik jest olarak yabancı konuklarına çubuk (tütün çubuğu)  ikram ederdi. Nargilenin üzerinin İslami motiflerle bezenmesi, kimisinin baş kısmının cami minaresini andırması nargilenin ne kadar benimsendiğinin bir alamet-i farikasıydı.

 

Theodosius Limanı

Yenikapı’da Marmaray kazıları sırasında ortaya çıkan Theodosius Limanı’nın hikayesi İstanbul’un başkent oluşunun hikayesi aslında .

Roma imparatoru Konstantin, İstanbul’u başkent olarak 330’da inşa edince şehrin nüfusunu da artırmak için teşviklerde bulunuyordu. Bu teşviklerden en dikkat çekici olanı bedava ekmek dağıtmaktı. Kısa zamanda nüfusu 100 bini geçen İstanbul’un tahıl ihtiyacı devasa boyutlara ulaşmıştı. İmparatorluğun tahıl deposuysa Mısır’dı. Buğdaylar Mısır’dan gemilerle geldiğinden bir liman inşa etmek gerekiyordu. 379  ve 395 arasında imparatorluk yapan 1. Theodosius, Lykos Deresi’nin ağzında bulunan derin koya batıdan doğuya doğru bir mendirek inşa ettirerek büyük bir liman yaptı. İstanbul’a tahıl sevkiyatı artık buradan yapılacaktı. Zamanla liman içine birçok taş ve ahşap iskele yapıldı. Liman büyüdü ve sadece tahıl değil, şarap, balık, inşaat malzemeleri gibi bir çok ticari ürünün de sevkiyatı buradan yapıldı.

1000’li yıllardan sonra önemini kaybeden liman zamanla Lykos Deresi’nin taşıdığı alüvyonlarla doldu. Kocaman bir bostan oldu. Osmanlı bu alanı uzun zaman bostan olarak kullandı ve buraya Bizans’taki adıyla Vlanga yani Langa dedi.

 

Saklı Limandan Hikayeler sergisi

Arkeoloji Müzeleri’nde  25 Aralık’a kadar gösterimde kalacak olan Saklı Limandan Hikayeler sergisinde, Yenikapı’da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan ve Neolitik Çağ’dan Cumhuriyet dönemine kadar farklı tarihsel dönemlere ait  olan buluntular sergileniyor. Sergide 8 bin yıl önceki insanın ayak izlerinden Bizans döneminde kadınların kullandığı takılara, Theodosius Limanı’nın batan gemilerinden  iskelet parçalarına, sevkiyatı yapılan ticari ürünlerden günlük kullanılan eşyalara ve limanın  bostan olarak kullanıldığı Osmanlı dönemine ait buluntulara kadar bir çok eseri görmek mümkün.

İşte şimdi yazının başına dönebiliriz.

Bizans döneminde Thedoiusus Limanı‘nın Osmanlı döneminde alüvyonlarla dolup bostan olduğu adının da Langa Bostanı olduğu yukarıda söylenmişti. Alüvyonlarla oluşan topraklar verimli olduğu için Langa Bostan’ı uzun zaman kentin sebze meyve ihtiyacının bir bölümünü karşılamıştı. Çevre mahallelerden  bir çok işçi de bu bostanlarda çalışmıştı. Çalışırken de kâh yemeğini yemişti bostan toprağında, kâh suyunu içmişti kâh da tütününü içmişti. İşte, kazıda Osmanlının günlük yaşamını yansıtan bu parçaların çoğu bulundu. Tabak, testi, kase, maşrapa gibi günlük kullanılan eşyaların dışında çubuk lülesi ve nargile lülesi de bulunmuştu.

Malumunuz  Türkler tütünü severdi, bostanda da içerdi.

 

Not: Saklı Limandan Hikayeler sergisi ile ilgili diğer izlenim hikayeleri aşağıdadır. Mavi linklere tıklayın.

İzlenim 1:  Bin yaşındaki Bizanslı hatun

İzlenim 2: Fotoğraf ve hikayesi

İzlenim 3: Devrimcilerin 8 bin yıllık ayak izleri

Yorum yapmak istermisiniz?

RSS yapılandırılmış değil.

———————————————————–

————————————————————

———————————————————-

———————————————————-

———————————————————

———————————————————

———————————————————

——————————————————–

————————————————————

——————————————————–

———————————————————

———————————————————–

——————————————————-

———————————————————–

E-mail adresinizi yazın

yeni yazılar posta adresinize gönderilsin
(E-posta adresinize gönderilen linki tıklamayı unutmayın)

——————————————————–

————————————————————

YAZI ETİKETLERİ

———————————————————-

———————————————————–

Yazıların ve fotoğrafların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

————————————————————–

Bu sitede emeğe saygı esastır