Yıl 1696. Mayıs’ın 13’ü. Afyon mahkemesinde Ümmühan adlı köylü bir kız mahkemeye “Ben on beş yaşındayım”baliğa” ve “akile” olmam sebebiyle kendi adıma karar verme hakkına sahibim” diye haykırır. Evet, 319 yıl önce 15 yaşında köylü bir kız mahkemeye böyle bağırır. Daha bitmedi devamı var.
Ümmühan, çocuk yaşında zorla nişanlandırıldığı Yazıcızade Mustafa ile evlenmek istemez. Ve çocuk yaşına bakmaz, haykırmaya devam eder: ” Ben kendimi Allah’ın emri ve Peygamberin şeriat-ı mutaharrası üzerine üç kumaş kaftan, bir altın küpe, bir sim kuşak, bir entari, bir çift sim bilezik ve bir pabuçtan … oluşan mehr-i muaccel ve bin dirhem mehr-i mueccel ile Ahmed’e evlendiriyorum.”
Bu hikayeden sonra Ümmühan’ı tanımayı gerçekten çok istedim. Çok uygar, cesur bir çocuk. Peki, Ümmühan’a ne oldu?
Afyon Mahkemesi kayıtlarında yer alan tutanaklardan devşirilen bu hikayenin sonunu bilmiyoruz. Ümmühan sevdiği Ahmed’le evlenebildi mi? Yoksa mahkeme haksız bulup onun Yazıcızade Mustafa’yla zorla evlendirilmesine mi karar verdi?
Yahya Araz’ın kaleme aldığı “Osmanlı toplumunda çocuk olmak” adlı kitapta bulunan bu hikayenin sonu kitapta yer almıyor. Çünkü yazar işin hikaye kısmıyla pek ilgilenmemiş. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş başlığı altında sadece analiz etmiş.
Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak içinde farklı çocuk hikayeleri barındıran, Osmanlıda çocuk meselesini masaya yatıran, onu derinlemesine analiz eden bir kitap. Tarihsel süreç içinde çocuğun Osmanlı toplumundaki gelişimi ve değişimini mercek altına alıyor. Zira her şey gibi çocuğunda bir tarihi var.
Sadece öğretmenlerin değil, çocukla ilgili çalışma yapan herkesin okuması gereken bir kitap Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak.
Uzm. Psk. Mustafa GÖDEŞ says:
güzel yazı.
ışık mobilya says:
mutlaka okunması gereken bır eser