Bu aksakallı adam Andrea Gritti. 15 yıl Venedik Devleti başkanlığı yapmış. Öldüğünde de 84 yaşındaymış. Ölüm sebebi de garip: Aşırı yılanbalığı kızartması yemek.
Andrea Gritti İstanbul’a ayak bastığında yıl 1497’dir. Buğday ticareti yapan bir zengin, bir beydir o. 1503’te de Venedik Devletinin Osmanlı’da ki elçisi olur. Elçilik binası olarakta Pera Bağları’nda ki bir evi kullanır. İstanbul’da lüks bir yaşam sürer Andrea Gritti. Şarap ve kadın en büyük keyfidir. Beş çocuğu olur. Dördü Rum asıllı bir kadındandır. Biri de gayri meşrudur. Çocuğun adı da Alvise’dir.
Bir zaman sonra da çocuklarını alır Venedik’e geri döner Andrea Gritti. Venedik devletinin başkanı olur.
Alvise hırslı, heyecanlı, maceraperest bir çocuktur. Yükselmek ister ama yükselemez. Çünkü Alvise, babası devlet başkanı olsa da gayrimeşru bir ilişkinin çocuğudur. Dolayısıyla anlar durumu Alvise, ona Venedikte ekmek yoktur. Kapağı İstanbul?a atar. Buğdaydan şarabına, tuzundan altınına kadar her türlü ticareti yapar. Kısa zamanda zenginleşir. Osmanlı sarayında da önemli görevlere gelir. Pera Bağları’nda ki bir zamanların beyi olan babasının evine yerleşir.
Ve Alvise, Pera sokaklarında dolaşırken bağırır arkasından çocuklar: “Beyoğlu geçiyor, Beyoğlu geçiyor”
Beyoğlu’na adını veren adam, Alvise Gritti.
Bey ve oğlunun konağının bulunduğu yere 18.yüzyılda yapılan Venedik Sarayı’na dair iki fotoğraf Şu an İtalyan Konsolosluğu olarak kullanılıyor.
Görmek isteyene: Venedik Sarayı, Beyoğlu ilçesinde Tomtom Kaptan Sokağı’nda bulunmaktadır. İtalyan Lisesi’nin yanındadır.
Prof. Dr. Ahmet Yürür says:
Ramazan bey, beni mutlu ettiniz; çok teşekkürler
Şevki Savaşcı says:
İstanbulda 30 yıl yaşadım bu bilgileri yeni öğreniyorum .Teşekkürler
Mois BEHAR says:
Muhterem beyefendi,calismaniz, benim gibi 81 yasindaki bir Istanbullunun hayat filmine renk katti.Hakiki Beyoglu 1940 yilina,yani,Atamizi kaybettigimiz den bir bucuk yil sonraya kadar olan Bedyoglu idi.Hala Tokatliyanin vitrininde,sayin sairimiz Yahya Kemal Beyatliyi Nargilesini fosurdatirken gozlerimin onunde duruyor.Bu muhtesem olguyu katledenler utansin.
Haci Karakopya says:
1941 yili Istanul-Feriköy dogumluyum.Gençligim Beyoglunda geçtigi için bahsettiginiz yerleri az çok tanidim.Tabiiki yapi ve anitlarin geçmisini bilmeden ve dogru söylemek lazimsa hiçte merak etmeden.Gençlik iste.Benim asil demek istedigim
Beyoglunun bugünkü hali.Ben 30 yildan beri yurtdisinda yasamakla birlikte.Her sene en az bir iki kere Istanbul’a gelirim.Ne yazikki benim gençligimdeki Istanbul “Hani Beyogluna biz erkekler kiravatsiz çikmaz,hanimlar ve genç kizlar Istiklal caddesinde gezinmek için en gözel giysilerini giyer,tanidik veya tanimadik kisilerle selamlasir.Asla büyüklerimize saygida kusur etmez…Vs.”maalesef artik bitmis yokolmus.Nerde o kibar hanimefendi ve beyefendiler,caddede dahi yüksek sesle konusmayi ,haykirmayi ayip sayan Istanbullular.
Benki bir Isanbul hayrani ve asigiyim artik Istanbul bana yabanci geliyor.Heyhat.
Sahsen üzülüyor ve kahroluyorum ama yapacal birsey yok.Olan olmus.
Saygilarimla.
Selma Esmer says:
Sitenizi çok beğendim. Emeğinize ve azminize sağlık. Sayenizde bu mekanlar yüreğimde derin bir boyut kazandı. Her şey yaşanmışlık izleriyle daha güzel. Yazı boyutu ise benim gibi zamanı az ama meraklı okuyucular için ideal. Çok çok teşekkürler ve sevgiler. Selma Esmer
Ahmet Nail Yavuz says:
Emeğinize, klavyenize sağlık.
Eksik olan tarihi bilgilerimizi sayenizde geliştirdik.
İyi ki varsınız, teşekkürler.
ipek says:
öncellikle emeğiniz için teşekkürler.çok güzel bir site olmuş.şans eseri girdim diyebilirim ama çok memnun kaldım 🙂 şımarıklık mı yoksa yüksek beklenti mi bilmiyorum 🙂 ama yazılar çok kısa geliyo.biliyorum araştırması çok uzun ve meşakkatlidir.ama o kadar güzel ve ilgi çekici yazılar ki,kendimi kaptırıp okurken birden bitmei üzüyor. 🙂 tekrar çok teşekkür ederim.emeğinize sağlık.devamını bekliyoruz 🙂
Ramazan Bedük says:
Güzel mesajınız için teşekkürler.Bahsettiğiniz yazıların kısa olması hususunda epeyce eleştiri aldım. Yazıları kısa tutmaktaki amacım şiirselliği birazcık olsun yakalamaktı. Yakaladım sanki. Çünkü yazılar ve yazım tarzım üzerine çok olumlu eleştiriler aldım. Aklımda uzun bir maratonu andıran yazılar yazmak var. Ama birazda bu konuda tutucu oldum sanki. Çünkü o yazıları -eğer bir gün çıkarırsam-kitaba saklıyorum…
Barış Diren says:
Bu kadar güzel bir çabayı doğrusu kamu kurumlarımızdan, belediyelerimizden bekliyoruz da, ne var ki yüz yıldır bunu akuıl edemiyorlar.
Sayın Ramazan Bedük, çabanız gerçekten takdire değer. Çok teşekkürler.
Bence sizin gibileri belediye başkanı seçmemiz lazım.
Nadir Nabi Keskinbora says:
1980 den beri İstanbul’da ikamet etmekte olan 56 yaşında,üniversite okumuş biriyim. Sitenizde İstanbul ile ilgili yeni öğrendiğim çok ve güzel bilgiler buldum. Bilgimizi çoğaltmamızdaki katkınız için teşekkürler. Ellerinize,aklınıza sağlık. Saygılarımla.
Bu yapıtın ortaya çıkmasında emeği geçenlere teşekkür ederim. Sağ olun, var olun. says:
Çok güzel bir çalışma. Gezdik, gördük, öğrendik.
gul meursault says:
Ne güzel bir çalışmanın ürünü…çok teşekkürler.
Ramazan Bedük says:
Yorum yazma nezaketiniz için teşekkürler.
Nüzhet Cener- says:
Verdiğiniz bilgiler için elinize-kolunuza-yüreğinize sağlık.Tam arşivlik.Nasıl bir kültürün üzerinde yaşadığımızı keşke özümleyebilsek. Teşekkürler.
Dinç Akal says:
78 yaşında bir İstanbulluyum. Gençliğim Beyoğlu’nda geçti sayılır. Yalnız bakar körmüşüm herhalde.. Binaları, mekanları iyi tanıyorum da tarihçelerini hiç bilmezmişim. Belki de merak etmedim. Verdiğiniz bilgiler muhteşem. Arşivime alacağım. Teşekkürler…
erdem bilcan says:
78 senelik istanbulluyum , taşkışlada süren tahsil hayatımda yaşamımın büyük çoğunluğunu BEYOĞLU nda geçirdiğim halde daha yeni öğrendiğim bu hakikat beni şaşırtmadı desem yalan olur .Bunu bana öğrettiğiniz için elinize dilinize sağlık
Güney Menteş says:
Sitenizle yeni tanıştım. Özverili çalışmalarınız için teşekkürler ve tebrikler.
Ramazan Bedük says:
Beğeninize teşekkürler…