"Kurşun gibiyim. Mavzer gibi. Dağ gibi patlar giderim." Ahmet Kaya
Popüler olarak kullandığımız kimi deyimler, kimi isimler Boğaziçi’nde ya bir semtten türedi, ya bir korudan ya da bir yalıdan. Şarkılarda, türkülerde adı bolca geçen ve bir tüfek çeşidi olan mavzerin hikayesi de Boğaziçi’nde bir yalıda başladı.
Bir silah tüccarı: Mösyö Huber
Tarabya’da bulunan ve şu an Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılan Huber Köşkü, 1880’li yılarda gelişen Almanya-Osmanlı ittifakının önemli sembollerinden biri. Nasıl, Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Alman Çeşmesi Kayzer II. Wilhelm’in İstanbul’u ziyaretinin bir sembolü ise, Huber Yalısı da gelişen Osmanlı-Alman ilişkisinin silah ticareti boyutunun simgesi. Çünkü bu yalının sahibi olan August Huber Alman silah şirketi Mauser’in Osmanlı temsilcisi.
Osmanlı, 2. Abdülhamit döneminden itibaren Almanya ile ilişkilerini geliştirmeye başlayınca ihtiyaç duyduğu teknolojileri Alman şirketlerinden satın almaya başladı. Mesela, Bağdat ve Hicaz demiryolları, Haydarpaşa Garı gibi dev ihaleleri Alman şirketlerine vermesi bunlardan bir kaçı. Silahları da Alman şirketlerinden satın almaya başladı. Mauser, bu silah şirketlerinden biriydi.
Mauser silah şirketinin Osmanlı’daki temsilcisiyse August Huber’di. Osmanlı ihtiyaç duyduğu silahları August Huber aracılığıyla bu şirketten satın alıyordu. Huber, 1890 yılında şu an Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılan ve kendi adıyla anılan köşkü satın aldı.
Huber Yalısı
Üç katlı, on odalı, iki sofalı ve üç banyolu olan yalı Boğaziçi’nin, soğan kubbeleriyle dikkat çeken yalılardan biri. Yalıyı yaptıran da, mimarı da bilinmiyor. Bilinen, August Huber’in 1890 yılında bu yalıyı bir Ermeni ailesinden satın aldığı. Yalı, o andan sonra Huber’in adıyla anılmaya başlandı. Mösyö Huber, yalıyı satın aldıktan sonra, dönemin ünlü İtalyan mimarı Raimondo D’Aronco’ya yalının çevresine bir kaç yapı ekletti. Böylece yalı birkaç binadan oluşan bir tür külliye görünümü kazandı. Yalının bahçesi de Boğaziçi’nin en geniş yeşil alanlarından biri ve sanatkarı bilinmeyen heykellerle süslü. Yalı 1985 yılında döenmin cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından kamulaştırılarak Cumhurbaşkanlığı yazlık Köşkü haline getirildi.
Mavzer
Şarkılarda, türkülerde adı bolca geçen ve bir tüfek çeşidi olan mavzer, Huber’in temsilciliğini yaptığı silah şirketi olan Mauser‘in okunuşundan ibaret. Mauser o dönem hafif, kullanışlı ve ucunda süngüsü olan Gewehr 98 adlı bir model üretti. Bu model, Osmanlı’nın en fazla rağbet ettiği tüfek oldu. Öyle ki Osmanlı, en fazla Gewehr98 adlı bu tüfeği kullandı. Halk, tüfeğe Gewehr98 demedi. Üretildiği silah fabrikasının adıyla seslendi. Mavzer dedi. Şarkılarında, türkülerinde, filmlerinde bol bol yer verdi.
İtalyalı Bir Osmanlı Mimarı: Raimondo D’Aronco ve Eserleri - Archura says:
[…] Bir İstanbul Hayali […]
Kablosuz internet says:
teşekkür ederim
salih atalay says:
Istanbulu seven biri olarak çalışmalarınızda size muvaffakiyyet temennî ederim. Ufak bir düzeltme : Mauser’i dünya çapında bir firma yapan II Abdülhamit devrinde (yanılmıyorsam 1885de) verilen 550,000 adetlik bir sipariştir. Bunun tahminen 200.000’i Model 1874/78 diye bilinen 9.5mm karabarut Mauser’i, bakiyesi ise 1890 modeli diye bilinen 7.65mm dumansız barut tüfeği olarak teslim edilmiştir. Daha sonra 1893 ve 1903 modelleri olarak tahminen 600,000 tüfek daha satın alınmıştır ancak 1. Dünya Harbi esnasında yardım ve mübayaa olarak kaç adet Mauser tüfeğinin Osmanlıya geldiği tam olarak bilinmemektedir. Yardımlar hariç diğerlerinden alınan komisyon Huber Köşkünün bu güne erişmesinde ana unsurdur. Hürmetler,