Galata’da  Unkapanı Köprüsü’ne doğru giderken hemen sağ sokakta bir  caminin minaresi sizi heybetiyle karşılar.
Düşsel bir şey sanki evlerin arasından göğe doğru uzanmaktadır.
Büyüyle beraber bir şaşkınlıkta yaşarsınız.

Çünkü daha önce bu yapıda bir minare görmemişinizdir.

Görmemeniz doğaldır çünkü o bir minare olarak değil çan kulesi olarak yapılmıştır.
Camiye çevrilince de çan kulesi kaldırılmış üzerine külah yerleştirilmiştir.

Her ne kadar hala birileri ‘bu yapının cami olarak mı yoksa kilise olarak mı yapıldığı tartışma konusudur” diye iddaa etse de binanın mimari tarzı adeta “ben Latin Kilisesi olarak yapıldım” diye bağırmaktadır.

Her yapının kimi zaman yüzlerce yıla kimi zamansa binlerce yıla uzanan bir hikayesi vardır.
Ve bu hikayenin kahramanları kah başka bir dinden kah başka bir dilden kah başka bir miletten olabilir.
Önemli olan yapının kendisine dokunan hiçbir eli dışlamadan o tarihi görebilmek.

İşte o tarihi görmek istediğimizde Arap Caminin ardında yatan, ve köşe kapmacayı andıran  bir hikaye ile karşılaşıyoruz.

12. yüzyılda Galata’da ticaret Cenevizlilerin kontrolü altındadır.
1204’de Latinler, İstanbul’u işgal edince Cenevizlileri Galata’dan kovarlar ve Galata’da ki ticareti dostları Venediklilere verirler.
Venedikliler burada ticaretin yanında birde kilise yaparlar.(1233)
Sao Paolo derler kiliselerine.

Çok sürmez 30 yıl sonra bu sefer kovulan Venedikliler olur.
Çünkü Bizans İstanbul’u Latinlerin elinden almıştır, Galata’da ki yönetimi Venediklilerin rakibi Cenevizlilere vermiştir.

Cenevizlilerde yaklaşık bir yüzyıl sonra, Sao Paolo Kilisesi’nin yanına Dominiken Tarikatı’na ait bir manastır yaparlar.
Manastırın adınıda San Domenico koyarlar.

Bir zaman sonra kilise bakımsızlığa yenik düşüp yıpranır.
Papa’nın devreye girmesiyle bakımı yapılır.
Kiliseye son bakımını yaptıran papa kilisenin adını da koyar: Sao Paolo San Domenico Kilisesi.

Fatih döneminde kilise camiye çevirilir ve Sao Paolo San Domenico Kilisesi 1475?te olur Galata Camii.

Fatih’in oğlu Bayezıt döneminde ise Osmanlı Devleti’ne İspanya’dan az sayıda Endülüslü Arap göç eder.(1492)
Göç eden Endülüslü Araplar Galata Cami?nin civarına yerleştirilirler.
Haliyle de sürekli bu camiyi kullanırlar.
Galata Camii olur Arap Camii.

Yani Arap Cami’nin tarihi Venedikliler, Cenevizliler, Osmanlılar ve Endülüslü Araplar tarafından ortakça örülmüştür.

Hikaye bir caminin hikayesinden çok aslında bu dört kültürün, bu dört tarihin hikayesidir.

 

Ve bu dört tarihin hikayesi merak duygusunu yitirmeyenleri dikdörtgen planıyla, tuğlalarıyla ve meşhur minaresiyle Galata?da beklemektedir.

Bu yaziya 1 yorum yapilmis.

  • Paylasim cok guzel ve ilginc, gidip goremeyenler icin paha bicilmez bir kaynaksiniz. Ben dogma buyume Istanbullu oldugum halde hala ogrendigim kose bucak cikiyor sizler gibi kisilerin sayesinde.Tesekkur ederim.

Yorum yapmak istermisiniz?

RSS yapılandırılmış değil.

———————————————————–

————————————————————

———————————————————-

———————————————————-

———————————————————

———————————————————

———————————————————

——————————————————–

————————————————————

——————————————————–

———————————————————

———————————————————–

——————————————————-

———————————————————–

E-mail adresinizi yazın

yeni yazılar posta adresinize gönderilsin
(E-posta adresinize gönderilen linki tıklamayı unutmayın)

——————————————————–

————————————————————

YAZI ETİKETLERİ

———————————————————-

———————————————————–

Yazıların ve fotoğrafların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

————————————————————–

Bu sitede emeğe saygı esastır