Kitabeden kazınan tarih

Yukarıdaki kitabenin ortasındaki dairede padişah 2. Mahmut’un tuğrası olması gerekiyordu. Ama yok. Kazınmış.

Yukarıdaki kitabenin ortasındaki dairede yine aynı padişahın  tuğrası olması gerekiyordu. Aynı zamanda yazının da  bir kısmının olması gerekiyordu. Ama yine yok. Kazınmış.

Osmanlı tuğra ve kitabelerini kazıyan yasa

Tarih 1927. Yeni kurulan cumhuriyette meclisten bir yasa geçer. Bu yasa Osmanlıya ait binaların üzerindeki tuğra ve kitabelerin kazınmasına dairdir. Yasa, kısaca binaların üzerindeki Osmanlıyı  kazıyın der, yokedin onları. Biz Osmanlı değiliz der. Biz Hititiz der. Sümeriz der.

Neyse ki tam bir tarih katliamına yol açacak  bu kanun çoğu yerde uygulanmaz. Birkaç yerde bulunan  işgüzar müdürlerin uygulamaları hariç tabi. Bu işgüzar müdür takımından bir tanesi de Sultanahmet’te bulunan Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi’nin müdürüdür.

Bu mektebin müdürü çıkan kanundan haberdar olunca hemen sıbyan mektebinin giriş kapısın üzerindeki kitabenin ve yan tarafta bulunan çeşmenin üzerinde bulunan kitabenin önüne iskeleler  koydurtur. Ve kitabeyi kazdırmaya  başlar. Bu durumdan haberdar olan  Arkeoloji Müzesi  Müdürü Halil Edhem Bey olaya müdahele eder. Kitabenin kazınmasına izin vermez.

Ama ne yazık ki kitabenin bir kısmı kazınmıştır. Giriş kapısın üzerindeki tuğrayla, mektebin sağında yer alan çeşmenin tuğrası ve kitabenin bir kısmı kazınmıştır.

Bu ibret vesikası şuan Türk Edebiyatı Vakfı  olarak kullanılan Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi’nin girişinde ve çeşmesinin üzerinde görülebilmektedir.

           
Sıbyan mektebinin  girişi                                                Sıbyan mektebinin çeşmesi

Adres: Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi, Sultanahmette Divanyolu Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Sağlık Müzesi’nin biraz aşağısında.

Bu yaziya 2 yorum yapilmis.

• 20 Ocak 2012 at 22:51
  Caner Cangül says:

  Allahtan uygulamayanlar olmuş bu absürdlüğü. En azından mermerle kapatmayı akıl edenler de olmuştu bu dönemde, Beyazıt’taki üniversitenin kapısı gibi.

  Reply
  • 20 Ocak 2012 at 23:19
    Ramazan Bedük says:

    Haklısın…Tarih, toplumun bir refleksiyle korunmuş…İstanbul’da sadece birkaç yerde uygulandı bu kanun…Bu arada bahsettiğin konunun detayını merak edenler için Beşir Ayvazoğlu’nun güzel bir yazısı var. Merak edenler için ilgili link :http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=821687

    Bu arada değerli katkın için ayrıca teşekkürler.

    Reply