İstanbul, 330 yılında Roma’nın başkenti olarak inşa edildiğinde kentte hummalı bir çalışma başlamıştı. İmparatorluğun bir çok bölgesinden getirilen sütunlar forum merkezlerine dikiliyor saraylar, sarnıçlar, kiliseler ve manastırlar yapılıyor kenti saldırılardan koruyacak büyük surlar inşa ediliyordu.
Şu anki Edirnekapı semti de surların dışındaydı. Bunun için de “Khora” yani “kent dışı” olarak adlandırılıyordu.
Khora’nın kaderini belirleyen olay 289 yılında gerçekleşti.
289 yılında Aziz Babylas, 84 müridiyle beraber İzmit’ te hunharca katledildi. Hristiyanlar ne azizleri Babylas’ın ne de müritlrinin kutsal bedenlerini İzmit’te bırakmadı. Her türlü tehlikeyi göze aldı ve o zamanlar Khora olarak bilinen surların dışındaki bir bölgeye gömdü. 40-50 yıl sonra da Aziz Babylas ve müritlerine ait kutsal emanetler buraya getirildi. Khora kutsal bir yer olmuştu artık. Kaderi çizilmişti.
İstanbul çok büyüyünce Bizans İmparatoru 2.Theodosis kenti büyütmek için surları genişletti. Surlar genişleyince de, kent dışındaki Khora kentin içinde kaldı. Ama Khora’nın adı değişmedi. Khora Khora’ydı.
O, adı kent dışı olan ama kentin içinde bir yerdi artık. Ve de kutsal mı kutsaldı.
Bizans imparatoru İustinianos (527-565) bu kutsallığın üzerine bir manastır inşa etti. Manastır, İsa’nın, Meryem’in ve azizlerin ikonalarıyla süslenmişti. 726 yılında başlayan ikona kırıcılığına karşı da sert bir muhalafet yürüttü. Bunun bedelini de ağır ödedi. Bütün ikonaları parçalandı. Neredeyse tamamıyle yıkıldı.
843 yılında ise İkona kırıcılığı bitti. Artık muhalefetinin meyvelerini toplamanın zamanı gelmişti Khora Manastırı için. Ve topladı da.
İtibarı epeyce arttı Khora’ nın. Simgeleşti. O kadar ki, İznik metropoliti ölünce buraya defnedildi.
11. yüzyılda manastırın üzerine bir kilise yapıldı. Yaklaşık bir yüzyıl sonra da kilise neredeyse yeni baştan inşa ettirildi. Ama kısa bir zaman sonra Latin istilasında yeniden harabeye döndü.
Khora için sahneye en son Bizans’ın maliye bakanı, din bilgini, filozof ve tarihçi Metokhides çıktı. Metokhides 1313 yılında Khora Manastırı’nı yüzlerce ikonayla ve birbirinden değerli mozaiklerle donattı. Öyle ki manastırın duvarlarına incili resmetti. Khora daha da ünlendi bu ikonalarıyla.
Osmanlı,1511′ de manastırın duvarlarındaki mozaikleri kapatarak ve minare ekleyerek manastırı cami yaptı. Khora Manastırı oldu Kariye Camii.
Cumhuriyet’se 1948’de tüm bu mozaikleri ortaya çıkarttı. Kariye Camii oldu Kariye Müzesi.
Not: Leonardo da Vinci İstanbul’da bulunduğu zamanlarda sık sık Khora Manastırı’nı ziyaret edermiş. Manastırda ki bir tasvirden çok etkilenip Mona Lisa’yı yaptığı söylenir. Bu bir iddaa ve detayı şu linkte: Mona Lisa İstanbul’lu mu ?
Kariye Müzesi Adresi: Edirnekapı- Fatih
Tel : (0212) 631 92 41?0 (212) 522 09 89
muzaffer katar says:
resimde görüldüğü üzere, bu tc devleti, kora mabedindeki isa desenleri yokolsun, çöksün, parça parça parçalansın diye elinden geleni arkasına sokar. resimde bakınız isanın alt tarafa tabloya çok yakın bir şekilde iki lamba koymuşlardır. neden? lamba isayı yoketsin diye. ulan adi mahluklar, ilkel hayvanlar… o tabloya o kadar yakından ışık konur mu şerefsiz hayvanlar. Allah bu kafirleri kahretsin…
muzaffer katar says:
Khora, şehir dışı demek değildir. şehir içi demek de değildir tabi ki. yani muhteşem khora mabedini yapan alimler, herhalde muhteşem khora kilisenin adını ” varoş kilisesi” koyacak değilllerdi. khora , bizo-ipranca olup (yani bizans ibranicesi gibi birşey), arapçası “kari”, türkçesi ise “okuyucu”, veya gerund haliyle “okuma” annamına gelmektedir. netekim “okuyucu okumacı okutucu vb” soyadları da ipranca kriptosudur. şu halde khora demek, okuyucular,yane ” wahyı okuyucular”, “wahy okuyanlar kilisesi”, veya “wahy okuma kilisesi” annamınde koyulmuştur. yahudi osmanlı impalatorluğu kurulunca da, bizans istanbulunda hakim olan bizo-ipran imparatorluk, kiliseyi yahudi osmanlıya devşirmiştir. yahudi osmanlı da derhal khora ibrancayı, arapça iprani kriptosu ile okumuşlar ve , kariye mabedi şekline tebdil ve kripto etmişlerdir. kariye, yani okuma, okumacı , yine yane, wahyı okuma, wahyı okuyanlar kilisesi. arzederim..
Avni Yazıcı says:
Okuyunuz . Faydasını göreceksizniz. Böylelikle olmayanı varmış gibi yazmazsınız. Arz ederim.