Bir kaç gün önce Radikal’in haber vitrinine kaldırımların genişliği -pardon darlığıyla- ilgili bir haber düştü. Habere göre Sokak Bizim Derneği, yayaları en az 130 santimetrelik “kaldırım hakları”na sahip çıkmaya çağırıyor. Dernek bu sahiplenmenin nasıl olacağı konusunda küçük bir eylem planı belirlemiş.Yayalar dar, kırık dökük, araba ve sandalye-masalar tarafından işgal etmiş kaldırımları “Kaldırımölçer” bandı ile işaretleyip, daracık ya da işgal edilmiş kaldırımın fotoğrafını çekerek kaldirimnerede etiketiyle sosyal medyada paylaşacaklar. Bu vesileyle bir kent hakkı olarak “kaldırım genişliği hakkı” gündeme gelecek ve bu konuda oluşan kamuoyu belediyelerin üzerine bir kamuoyu baskısı oluşturabilecek.
Kimse arabam var bu konu beni ilgendirmiyor diye sevinmesin. Ya da kulak çevirmesin. Sonuçta insanın arabası olsada her insan anasından yaya olarak doğuyor. Dolayısıyla bu konu bir şekilde anasından doğan herkesin meselesi.
Bu meseleyi ” Sokak bizim Derneği kendine dertt etmiş ve gündeme getirmiş. Bu andan sonrada muhakkak ki birileri daracık kaldırımların fotoğrafını çekip, twitter, facebook gibi bilumum sosyal medyada paylaşarak dert edecek ve gündeme getirecek.
Ama bu gündem 300 yıl önce belirlenmişti zaten.
İstanbul’a gelen yüzlerce seyyahtan biridir Joseph de Tournefort. Botanik bilimcidir. Bizzat Fransız akademilerinde sorumlu devlet bakanı Pontchhartrain’in önerisiyle Fransa kralı 14. Louis tarafından Ege Adaları, İstanbul, Anadolu, Gürcistan ve Ermenistan’ı gezmesi ve dinden ticarete, coğrafyadan örf ve adetlere kadar uzanacak olan gözlemlerini mektuplar halinde göndermesiyle görevlendirilir. Bu şekilde toplam yirmiiki mektup yazacaktır.
Nisan 1700’de Marsilya’dan yola çıkar Tournefort. Ege Adaları’ndaki seyahati birkaç ay sürdükten sonra Mart 1701’de Çanakkale üzerinden İstanbul’a gelir.
İstanbul’u karış karış gezer. Camilerinden kiliselerine , surlarından Boğaziçi’ne, daracık sokaklarından geniş meydanlarına kadar gezmedik yer bırakmaz. Gezileriyle ilgili tuttuğu notları mektuplar halinde yazar ve geciktirmeden Fransa akademilerinden sorumlu Devlet Bakanı Pontchhartrain’e postalar.
Şimdi yukarıda bahsedilen kaldırımına sahip çık haberiyle seyyah Tournefortun ne alakası var diye merak ettiyseniz, Tournefort’un yazdığı onbirinci mektubu okumanızı öneririm. Bu mektup İstanbul’a dairdir ve mektubun bir paragrafı aynen şöyle başlar:
” İstanbul’un sokak kaldırımları çok kötü, hatta bazı yerlerde yok bile…”