İtilaf Devletleri’ne ait 73 parça savaş gemisinin İstanbul Limanı’na demirlediği 13 Kasım 1918 de İstanbul’un fiilen işgali başlamıştı. İşgal güçlerinin İstanbul’dan ayrıldığı tarihse 5 yıl sonra olacaktı: Ekim 1923
Patronluğunu İngiltere ve Fransa’nın yaptığı işgal güçleri bu 5 yıl boyunca İstanbul’da hamamdan otele, kuleden camiye, handan okula onlarca yapıyı kullandılar.
İşgal güçlerinin, Kuva-yı Milliye’ci direnişçilere işkence yaptıkları bina şimdilerde bir öğretmenevi, karargah olarak kullandıkları binaysa 5 yıldızlı otel oldu.
Mimar Sinan’ın hamamını mahkeme salonu olarak kullandılar, bir camiyiyse ahır olarak.
İşte, İstanbul’da 5 yıl süren işgal boyunca, işgal güçlerinin kullandıkları ve hâlâ aramızda olan 10 tarihi bina.
Mimar Sinan’ın hamamını mahkeme salonu olarak kullandılar
1556 yılında Hürrem Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Haseki Hürrem Sultan Hamamı, Fransızların işgal ettiği başka bir yapıydı. Fransızlar hamamı mahkeme salonu olarak kullandılar. Burada yargıladıkları Kuvayi Milliye direnişçilerinden suçlu bulunanlar muhtemelen Sultanahmet Cezaevi’ne gönderilmişlerdi.
Reşadiye Camisi’ni ahır olarak kullandılar
Bakırköy’de bulunan ve Sultan Reşad tarafından 1914-1918 yılları arasında yaptırılan Reşadiye Kışlası’nın adını kışladan alan bir de camisi vardı. İşgal döneminde Fransızlar Reşadiye Kışlası’nı işgal ettiklerinde bu camiyi de ahır olarak kullandılar. Reşadiye Kışlası daha sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne çevrildi. Bu cami de hastanenin içinde olup şuan hala mevcut ve Akıl Hastanesi Cami olarak biliniyor.
Fransızların Sirkeci’deki karargahı bir mektepti
Gülhane’de, Alay Köşkü’nün tam karşısında bulunan, birara Devlet Güvenlik Mahkemesi şimdilerde Çocuk Mahkemesi olarak kullanılan bina, 1870’li yıllarda askeri rüştiye olarak yapılmıştı. Soğukçeşme Rüştiyesi Osmanlı subaylarının yetişmesinde önemli bir rol oynamış, İstanbul’un sayılı askeri rüştiyelerinden biri olmuştu. Fransızlar, işgal zamanı askeri rüştiyeye el koydular ve Sirkeci karargahı olarak kullanmaya başladılar. Franszıların Sirkeci’deki iki üssünden biriydi Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi. Bir diğeri şuan 5 yıldızlı otel olarak kullanılıyor.
Şimdinin 5 yıldızlı oteli işgalci Fransızların kışlasıydı
Şu an Legacy Ottaman adıyla lüks bir otel olarak kullanılan bina Fransız işgal kuvvetlerinin kışlası olarak kullanılmıştı. 4. Vakıf Han adını taşıyan bina Mimar Kemallettin tarafından 1911 yılında tasarlanmış 1912 yılında yapılmaya başlanmıştı. Araya Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı girince binanın yapımı ertelenmişti. Fransızlar İstanbul’u işgal ettiklerinde 7 katlı, 148 ofisli bu görkemli binanın bir bölümünün henüz inşaat halinde olmasına bakmamış, el koyup “Caserne Victor” tabelasını asarak kışla olarak kullanmaya başlamışlardı.
İşkence merkezinden Beyoğlu Öğretmenevi’ne
Şu an bir bölümü Beyoğlu Öğretmenevi olarak bir bölümü de Akşam Sanat Okulu olarak kullanılan bina işgal döneminde Grand Hotel Kroeger adıyla hizmet veriyordu. İngilizler Hotel Kroeger’i işgal edip, İngiliz polisinin ve istihbaratının genel merkezi yapmıştı. Otelin bodrumundaki odalar işkence odaları olarak kullanılmış, işgale karşı gelen yüzlerce Kuva-yı Milliye direnişçisine bu odalarda işkence yapılmıştı.
İşgalci İngilizlerin İstanbul’daki gözü: Galata Kulesi
5 yıllık işgal süresi boyunca Galata Kulesi İngilizlerin kontrolü altındaydı ve kulenin tepesinde İngiliz bayrağı dalgalanıyordu. İngiliz askerleri dürbünlerle kenti buradan dikizliyor, elde ettikleri bilgileri komuta merkezlerine ulaştırıyorlardı.
İşgalcilerin İstiklal’deki eğlence adresi
İstiklal Caddesi ya da o dönem kullanılan adıyla Grand Rue Pera günümüzde olduğu gibi sosyal yaşantının ve eğlencenin merkeziydi. Caddenin en lüks eğlence mekanlarından olan Serkldoryan sadece Osmanlı’nın üst düzey bürokratları ve diplomatik çevrelerin girebildiği ultra-lüks bir mekandı. İşgal güçlerinin kodaman subayları şu an restorasyon halinde bulunan, Demirören binasından hemen sonra gelen ve Emek Pasajı olarak adlandırılan bu binada eğlendi. Poker oynadı.
İşgal güçlerinin ana karargahından müzeye
işgal kuvvetleri onbinlerce askeriyle İstanbul’daki onlarca binayı karakol, karargah, lojman, cezaevi, mahkeme salonu gibi amaçlarla kullanmışlardı. Ama tüm işgal güçlerinin ana karargahı olarak şua an askeri Müze olarak kullanılan Harbiye Mektebi Binası’nı kullanmışlardı. Tüm işgal 5 yıl boyunca buradan yönetilmişti.
İşgalcilerin gösteri, tören ve maç oynama meydanı: Taksim
Taksim Meydanı’nı Talimhane Meydanı’yla birlikte bandolu yürüyüşlerini, törenlerini yaptığı, futboldan poloya maç oynandıkları bir meydan olarak kullanmışlardı. Şu an Cumhuriyet Anıtı’nın bulunduğu yerde işgal güçlerinin tankları nöbet bekliyordu. Ve meydanda görünen her yer tanklarla çevriliydi.
Kuva-yı Milliye’cilerin hapsedildiği cezaevi: Sultanahmet Cezaevi
Şu an İstanbul’un en şık ve en pahalı otellerinden biri olan ve 1996’da açılışı yapılan Four Seasons Hotel‘i bir zamanlar Sultanahmet Cezaevi‘ydi.
1918 yılında “Dersaadet Cinayet Tevkifhanesi” adıyla yapılan cezaevi 1969 yılına kadar cezaevi olarak kullanıldı ve bu sürede Nâzım Hikmet, Aziz Nesin, Kemal Tahir, Necip Fazıl, Vedat Türkali, Çetin Altan, Orhan Kemal gibi bir çok ünlü ismi ‘ağırladı’. 12 Eylül’de ülke dev bir hapishaneye dönüşünce yeniden cezaevi olarak kullanılmaya başlandı ve birçok kişi burada hapis yattı, işkence gördü.
İşgal kuvvetleri halini hareketini beğenmedikleri, Anadolu’daki direnişle bağlantılı gördükleri Kuva-yı Milliye mensuplarını bu cezaevine tıkmışlardı.
Misafir says:
Yalnız son maddedeki Sultanahmet Cezaevi şimdiki Four Seasons olan cezaevi değil. O yıllarda başka bir Sultanahmet Cezaevi (Adliye binasının yerinde)daha vardı, Tanzimat döneminde 1833’te Tevkifhanei Umumi olarak kurulan eski cezaevi, 1933 yılında yanan (Four Seasons’un ek binasının yerinde, Ayasofya arkasındaydı)tarihi Adliye binasının taşınacağı alan olarak belirlenene kadar kullanılıyordu. 1919 yılında açılan Dersaadet Tevkifhanesi’ne göre çok kötü koşullar altında, İbrahimpaşa Sarayı’nın müştemilatından bozma bir yerdir. Bugünkü İstanbul Üniversitesi kampüsü (Harbiye Nezareti olarak kullanılıyordu bu kampüs) içinde de, Bekirağa Bölüğü olarak bilinen askeri cezaevi o yıllardaki millicilerin diğer adreslerindendir, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal, Urfa Mutasarrıfı Nusret ve Dramalı Rıza beyler de Bekirağa’da yargılanmış, Harbiye Nezareti nizamiyesi önünde asılmışlardır.
Ali says:
Fransızların Sirkeci’de karargâh olarak kullandıkları bina -bina konusunda yanılmıyorsam- üniversiteye devredilmiş durumda. (İÜ SBF)
hasan ezberci says:
”geldikleri gibi gittiler”
İstanbul’un işgali sırasında işgalcilerin İstanbul’da kullandıkları 10 tarihi bina | Evvel Zaman İstanbul'u says:
[…] http://www.biristanbulhayali.com/istanbulun-isgali-sirasinda-isgalcilerin-istanbulda-kullandiklari-1… (sent via […]