Kader denilen şey sadece insan için mi geçerlidir yoksa mekanlar için geçerli olduğu zamanlar da olur mu? Mesela İstiklal Caddesi numara 362 de bulunan bu küçük dükkan gibi.
Şark Aynalı Pasajı 1840’da “Passage Orientel” adıyla açılmıştı. Pasaj olduğu içinde onlarca dükkandan oluşuyordu. 10 masanın zar zor sığabildiği küçük bir dükkanı da İstiklal Caddesi’ne bakıyordu.
Pasaj kurulduktan bir yirmi yıl kadar sonra Lebon adlı bir pastacı bu küçük dükkana bir pastane açtı. Pastanesine isim bulma konusundada zorlanmadı. Kendi adını koydu ve Lebon dedi pastanesine.
Bay Lebon, yapılan pastaların Avrupa’da bile ünlü olabilecek derecede lezzetli ve farklı yapılmasını istiyordu. Bunun içinde Avrupa’dan getirttiği pasta fırının Osmanlıda eşi benzeri yoktu. Ve yaptığı pastalarla, iç dekoruyla kısa zamanda ünlendi Lebon Pastanesi.
Orient Express’le İstanbul’a gelen Avrupa’nın sayılı zenginleri mutlaka Lebon’a bir uğruyor pasta yemeden gitmiyorlardı İstanbul’dan. Sadece onlar mı Ziya Paşa, Namık Kemal, Şinasi, Ragıp Paşa, Piyer Loti, Yahya Kemal. Yani dönemin ünlü simalarının takıldığı ultra elit bir pastane olmuştu artık Lebon. Öyle ki pastaneye şapkasız giremezdiniz. Hemen kenarda şapka kiralama dükkanı bile açılmıştı.
1940’larda Lebon Pastanesi karşıya taşınınca, burada da yeni bir pastane açıldı. Markiz‘di açılan pastanenin adı.
Ve dönemin yazar-çizer,aydın, sanatçı kadrosu ayaklarının alışık olduğu Lebon‘u değil de daha yeni açılan çiçeği burnunda olan pastaneyi yani Markiz‘i tercih ettiler. Sanki İstiklal Caddesi’nde ki bu küçük mekanın, alnında yazılıydı, okumuş yazmış çizmiş kadronun ve elitin mekanı olmak.
Şimdi de gidebilirsiniz bu mekana. İki mevsimi temsil eden ünlü fayans panoları, vitrayları ve on masayı zor alan daracıklığıyla Markiz hala aynı Markiz. Üç kişi gittiğinizde birer çay içiyor, üzerine bişeyler atıştırıyor, birer de Türk kahvesi söylüyorsunuz ödediğiniz ücret yirmi lirayı geçmiyor. Yani artık Markiz halkın Markiz’i.
Hamiş: Markiz’in duvarlarını süsleyen bu fayans panolar çok ünlüdür. Panolar yapıldıktan kısa bir süre sonra yapıldığı fabrika yandığı içinde oldukça değerlidir. Fransa’dan da 1920’lerde getirilmiş. Getiren de İstiklal Caddesinin ünlü züccaciyesi DECUGİS ‘tir.
Gitmek isteyene: Markiz Pastanesi, İstiklal Caddesi numara 362’de bulunmaktadır.
Başak says:
Maalesef çürüyor şuan burası :+
Başak says:
Maalesef burası çürüyor şuan 🙁
“Beyoğlu rehberi.” « İFT says:
[…] Şimdi dinlenme vakti.Artık fayans panolarıyla ünlü Markiz Pastanesine girebilirsiniz. Karnınız acıktıysa fast-food bişeyler de var. Çayınızı kahvenizi içebilir,bir güzel dinlenebilirsiniz. Bazı mekanların kaderi vardır. Tıpkı bu pastane gibi. Sanki bu mekan ünlü ve aristokrat olmak için yaratılmış, Ama artık, Halkın Markiz’i.http://www.biristanbulhayali.com/halkin-markizi […]
Adnan Erdoğdu NASIL YORUM YAPMAK İSTEMEM. BU GÜN BİLE İSTANBUL' U GEZERKE O GÜNLERİ YAŞAYARAK İZLİYORUM DESEN YALAN OLMAZ EMEĞİ GEÇENLERİN ELLERİNE SAĞLI DİYORUM. TEŞEKKÜRLERR says:
1950 li yılların başında Üniversite öğrenimi için taşradan gelmiş bir genç olarak, yakından tanışık olduğum merhum Cemal Süreyya Seber ile ilk kez geldiğim bu mekan, hala anılarımın güzel bir yerinde saklıdır.
Meltem T. says:
umarım bir gün #hepimizpiyerlotiyiz diyen bir nesil geleçek..
zülal says:
Sitenizi bugün farkettim. Çok güzel, tam aradığım ve yapma imkanı bulabilseydim dediğim bir site olmuş. emeğinize sağlık.
Ramazan Bedük says:
Güzel yorumun için teşekkürler Zülal …