Şanlı Galatasaray bayrağının dalgalandığı bu ada, Boğaziçi’nin Kız Kulesi ile beraber iki adasından biri olmanın onurunu yıllardır yaşıyor, ilelebet yaşayacak da. Her ne kadar gidemesek de, üye olamadığımız için sadece uzaktan görmekle yetinsek de seviyoruz, şanlı bayrağın dalgalandığı bu toprak parçasını.
Seviyoruz Galatasaray Adası’nı çünkü bu adacığın bir tarih-i şahanesi var.
Galatasaray Adası İstanbul’u süsleyen içinde camilerin, sarayların, konakların, köşklerin bulunduğu bir yapılar topluluğunun karşılığı olarak verilmiş. O topluluk ki içinde Çırağan Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Beşiktaş’taki Akaretler Sıra Evleri, Beyoğlu’ndaki Taşkışla, Aksaray’daki Valide Camii gibi İstanbul’u süsleyen onlarca yapıdan oluşuyor.
Osmanlı ilk dış borcunu 1854’te Kırım Savaşı sırasında almıştı. Karşılığında ciddi bir üretim yapamadığı için de aldığı dış borcu yeni borç alarak ödüyordu. O aldığı borcu da yeni bir borçla, onu da yeni borçla derken tam 21 yıl sonra 1875’te maliye iflas etti ve Osmanlı borç ödemesini durdurdu.
Osmanlının alacaklılarından biri de mimar Sarkis Balyan’dı. Çünkü Balyan özellikle Sultan Abdülaziz döneminde padişahın isteği doğrultusunda İstanbul’a çokça cami, saray, köşk, konut yapmıştı. Boğaz’da görkemiyle büyüleyen Çırağan ve Beylerbeyi Sarayları, Beşiktaş’taki Akaretler Sıra Evleri, Aksaray’daki Valide Cami, Abdülaziz Av Köşkleri, Kağıthane Cami, Yıldız Sarayı’nın büyük bölümü, Gümüşsuyu Kışlası bu yapılardan sadece bazıları.
İşte Galatasaray Adası Sultan 2. Abdülhamit tarafından Sarkis Balyan’a bu yapılardan doğan borçlardan dolayı verildi. Hediye edilmedi. Hediye edilmediğinin özellikle altını çiziyorum çünkü çoğu internet sitesinde “Galatasaray Adası Sarkis Balyan’a 2. Abdülhamit tarafından hediye edilmiştir” diye yazıyor. Hediye yok, nakit sıkıntısından kaynaklanan bir zorunluluk var.
1881’de adanın sahibi olan Balyan ada üzerine 2 katlı bir konak yaptırdı. Ve adanın adı o andan sonra Sarkis Bey Adası olarak kaldı. Sarkis Balyan 1899’da bu konakta vefat etti. 3 yıl boyunca Balyan’ın varislerinden kimse adada kalmayınca Osmanlı adanın boş olduğu ve vergi borçlarının da ödenmediği gerekçesiyle adaya el koydu.
Anlayacağınız Osmanlı yukarıda adı geçen yapılardan bazılarını bedavaya yaptırmış oldu.
Meraklısına not: Kuruçeşme’de bulunan ada 1914’de Türkiye’nin ilk denizcili işletmesi olan Şirket-i Hayriye’ye kiralandı ve uzun yıllar Boğaz gemilerinin yakıt ihtiyaçlarının karşılanma merkezi olarak kullanıldı. 1957’de Galatasaray Klübü Başkanı Sadık Giz adayı 150.000 lira karşılığında satın aldı. Adanın adı o vakitten sonra Galatasaray Adası olarak kaldı.
Raffi A. Hermonn says:
Aynen efendim; basında sıkça yayınkandığı üzere BAĞIŞ ya da HEDŞİYE filan değil Sayın Balyan’a yapılan… Çokça sipariş üzerine yaptığı ancak devletin likidite sıkıntısı baş gösterince Sayın Mimar’a yaptığı emeklerin karşılığı olarak ÖDENMİŞTİR… Tabii, ileride MİRASÇISI OLDUĞU HALDE MİRASÇISINA ÖDENMEMİŞ ve DEVLETE kalmıştır….
Ստամբուլի հայկական կղզու պատմությունը. Վարուժան Գեղամյան | Թուրքագիտական պորտալ says:
[…] Կղզին տրվել էր Սարգիս Բալյանին ոչ թե որպես նվեր, ինչպես հաճախ է ներկայացվում, այլ պարտքի դիմաց, որ կուտակել էր օսմանյան սուլթանը […]
Ստամբուլի հայկական կղզու պատմությունը – Varuzhan Geghamyan's blog on Turkey and beyond says:
[…] Իսկ կղզին տրվել էր Սարգիս Բալյանին ոչ թե որպես նվեր, ինչպես հաճախ է ներկայացվում, այլ պարտքի դիմաց, որ կուտակել էր օսմանյան սուլթանը […]