Yıl 1940’tır. Bursa Cezaevi’nde Nazım Hikmet’le tanışır ve yazdığı şiirleri ona okur. Nazım şiirleri güzelce dinler ve sonra da bir güzel azarlar onu ‘sen şiir yazmayı bırak’ der Nazım, “yazacaksan roman yaz.” O andan sonra şiiri bırakır.
Toplam 27 roman yazar. 27 romanın 17 sini de bu küçük, yeşil, yoksul evde yazar. Hatta izlenme rekorları kıran Hanımın Çiftliği dizisi bile biti bile eksik olmayan bir yoksullukla burada yazılır.
Cezaevinde Nazım çok şey söyler, çok şey öğretir ona. Sanat yaşamı aslında burada belirginleşir. 1943’te cezaevinden çıkar. Toprak taşıma işinde amelelik, hamallık yapar. Bir yıl sonrada oğlu doğar. Adını Nazım koyar.
1945’te Çorum’a sürgüne gönderilir. Dönüşte sebze nakliyeciliği yapar, bir sürede katiplik. Sonrasında işsiz kalır.
Bakar ki Adana’da olmayacak, ver elini İstanbul der. Tarih 1951, Nisan’ın 17’sidir.