Kanın gövdeyi götürdüğü savaş alanlarında Kitap okuyabilecek kadar kitabın, Her akşam sofrayı kurup kadehleri tokuşturabilecek kadar şarabın müptelasıydı. Babası Ahmet demişti. Bilgisinden, görgüsünden dolayı da çevresi, Fazıl. O, 26 yaşında devletin en tepesine gelen gencecik bir sadrazamdı. Fazıl Ahmet Paşa’ydı. Kendi kitaplarıyla, babasından kalan cilt cilt kitapları birleştirmiş, 1661’de adına yakışan bir kütüphane yaptırmıştı. Bağımsız bir yapı olarak tasarladığı kütüphanesi, […]
Kitap, belki de tutkuyla bağlı olduğu tek şey. Çünkü hiç evlenmemiş, tüm ömrünü müzmin bir bekar olarak geçirmiş. Barların ve bilumum eğlencenin merkezi olan, burnunun dibinde ki Beyoğlu’na yine dini inançları mucibince hiç ayak basmamış. Beyoğlu niredir? diye sorsan belki de bilmez, ama kütüphanesinde olmayan el yazma bir kitabı almak için Yunanistan’dan taa Yemen’e tayin isteyecek kadar da gözü kara biridir. Aslen Diyarbakır’lıdır, Ali Emiri Efendi. Defterdarlıkta görevli orta […]