Hani siz kâh parklarda, kâh bahçelerde, kâh bostan kenarlarında, kâh mezarlıklarda yürürken yanı başınızdan yeşilimsi-gri kahverengi renkte sıyır sıyır geçen bir kertenkele var ya işte o! Aman basmayın. Öldürmeye çalışmayın. Zararsız ve zehirsizdir çünkü. İstanbul’un biricik kertenkelesidir.
Nasıl bir çok seyyah ve elçi Doğu’nun atkestanesini, lalesini, sümbülünü, nergisini gibi birçok çiçeğini Batı’ya götürmüş o da Batı’dan buraya gelmiş. Ama birileri istediği, sipariş ettiği için değil tesadüfen.
Bir kertenkele zengini olarak ülkemiz
Ülkemizde 57 çeşit kertenkele yaşıyor. Bu kertenkelelerin bir kısmı Çizgili Kertenkele, Yeşil Kertenkele, Cüce Kertenkele gibi adlarını vücut yapılarından alırken bir kısmı da Van Kertenkelesi, Ağrı Kertenkelesi, İskenderun Kertenkelesi, Kayseri Kertenkelesi gibi adlarını yaşadıkları yerlerden alıyorlar. İstanbul Kertenkelesi’de adını yaşadığı yerden alan bu gruba dahildir.
İstanbul Kertenkelesi bu kertenkeleler içinde en iri cüsseli olanlarındandır. Mesela Van Kertenkelesi’in en boylu poslu olanı 16 cm, Ağrı Kertenkelesi 2o cm, Artvin Kertenkelesi 16 santimetreyken İstanbul Kertenkelesi 24 santimetredir!
İstanbul Kertenkelesi mekan olarak tıpkı İstanbul’un kedileri gibi tarihi mekanları severler. 300-500 yıllık tarihi mezarlıkları mesken edinmeleri bu yüzdendir. Bahçelik, bostanlık alanlarda da görüldüğü olur ama onun esas mekanı tarihi mezarlıklardır.
İstanbul Kertenkelesi’nin 24 santimetrelik vücudu yeşilimsi veya gri kahverengi renkli küçük pullarla kaplıdır. Üst tarafı lekeliyken karın tarafı lekesiz olup beyazımsı veya kırmızımsı renktedir.
Böcek türleriyle beslendiğinden zararsız ve zehirsizdir. Bu haliyle korkusuzca ele alıp sevilebilir. Deniz seviyesinden 1800 metre yukarılara çıkıp yaşayabilir. Bir dişisi 3 ile 12 yumurta arası bırakabilir ve İstanbul’un içinde olduğu kadar Adalar’da da yaşar.
İstanbul Kertenkelesi, sadece İstanbul ve civarında yaşayan bir kertenkele türü değildir aslında. Esas yayılış alanı Güneybatı Avrupa ülkeleridir. Portekiz, İspanya, Fransa ve İtalya’da bolca bulunan bu kertenkele ne hikmetse İtalya’dan itibaren İstanbul’a kadar hiçbir yerde gözükmez. Ne Adriyatik kıyılarında, ne Yunanistan’da ne Bulgaristan’da ne de Trakya’nın büyük bölümünde. Ama İstanbul’da vardır. Peki niye?
Bir göç yolculuğu
Geçenlerde National Geographic’te bir belgesel izlemiştim. Belgesel Tuna Nehri’ni konu alıyordu. Belgeselin bir bölümünde Tuna Nehri’nde yaşayan kaya balıklarından bahsediyordu. Bu balıkların doğal yaşama ve üreme alanları Karadeniz kıyılarıydı. Ama son zamanlarda Tuna Nehri’nde de görülmeye başlamışlardı. Ne işleri vardı burada? Ve nasıl gelmişlerdi?
Sorunun yanıtı, Karadeniz’den Tuna Nehri yoluyla Balkanlar’a yük taşıyan gemilerde gizliydi. Bu gemilerin içine bir şekilde giren balıklar Tuna’ya doğru yolculuk etmişler, nehir yatağında da kendilerine uygun bir yaşam alanı bulunca çoğalmaya başlamışlardı. Sonuçta Karadeniz’de yaşayan kaya balıkları artık Tuna Nehri’nde de yaşıyorlardı.
İstanbul Kertenkelesi’nin hikayesi de böyle bir göç hikayesi işte. Çünkü uzmanlar İstanbul Kertenkelesi’nin Batı Avrupa’dan İstanbul’a gemiler yoluyla geldiğini, üreme ve yaşama alanı bulunca da çoğaldığını düşünüyorlar.
Olasılık güçlü görünüyor. Tuna Nehri’nin kaya balıkları gibi yahut son zamanlarda Gülhane Parkı, Emirgan Parkı, Belgrat Ormanları gibi koruluk, parklık alanlarda birden peyda olan İskenderiye Papağanları gibi…
ali says:
Çocukken kertenkelelere Laleli’deki evimizin bahçe duvarlarında çokça rastlardım. Uzun yıllardır kertenkeleye Istanbul’da rastlamadım. Ama yazınız umut verdi demek hâlâ yaşayanlar var.