Yukarıdaki adalardan, yassılığıyla malül olana Yassıada, sivriliğiyle malül olana da Sivriada derler.
Ama her ikisi birden hayırsızlıklarıyla malül olduklarından, Hayırsız Adalar derler.
Çünkü bu adalar hiçbir zaman hayırlı işlere vesile olmamışlar, hep tüyler ürperten olayların mekanı olarak anılmışlardır.
Bizans, muhaliflerini tüm halka ibret olsun diye, kimi zaman ağır işkenceler yapıp kimi zamansa gözlerine mil çekip bu adalara gönderirmiş;
acılar içinde açlık ve susuzluk çekerek ölsünler diye. Muhalif olan din adamlarının, devlet adamlarının sürgün günlerinin mekanı olmuş hayırsızlar.
1911’de, İstanbul?da başıboş sokak köpeklerinin sayısı artınca, zamanın belediye başkanı Cemil Topuzlu köpek katili olarak anılmamak için, binlerce köpeği hayırsızlara sürmüş. Ve köpekler açlıktan birbirlerinin etini dişleyerek can vermişler. Parçalanan köpeklerin havlamaları İstanbul?dan duyulur olmuş.
1961’de bir askeri darbeyle devrilen Demokrat Parti hükümeti, “hayırsızlar”da yargılanmış, haliyle de haklarında hayırlı bir karar çıkmamış.
İdamları için kalemler hayırsızlar da kırılmış.
Gitmek isteyene: Gitmeniz pek mümkün değil. Sadece uzaktan görmeniz mümkün. Çünkü bu adalar da yerleşim olmadığından, vapur seferleri yoktur.
unal says:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Yass%C4%B1ada#Pop.C3.BCler_k.C3.BClt.C3.BCre_etkileri
İstanbul’a yakın ve deniz trafiğinden uzak olduğu için hafta sonlarında şehirdeki dalış kulüpleri için eğitim alanı olarak kullanılmaktadır
Doğruluğu tartışmaya açık olsa da, bilgilinize sunuyorum.
wedwm says:
neden yerleşim yok ki alt üstü bi efsane yani