Boğaziçi’ne kıyısı olan ilçeler içinde en az yalısı olan ilçe Beşiktaş’tır. Bu durumun en önemli nedeni, Dolmabahçe’den Ortaköy’e kadar uzanan hat üzerinde birer yapılar kompleksi olan Dolmabahçe ve Çırağan saraylarının bulunmasıdır. Bu sebeple Beşiktaş’ta yalılar zinciri Ortaköy yalılarıyla beraber başlar.

Boğaziçi’nde bulunan toplam 366 tarihi yalının 37 sine Beşiktaş ev sahipliği yapar. Bu yazı bu yalıların 8 ini konu alıyor. Bu yalılar Osmanlı tarihinde yer etmiş ve ilk etapta bilinmesi gereken yalılardır.

Beşiktaş’ta Ortaköy’de başlayan yalılar silsilesi Bebek’te bulunan Yılanlı Yalı’ya kadar devam eder. Sonraki yalılar Sarıyer sınırları içindedir. O yalılar, Sarıyer yalıları başlıklı ayrı bir yazının konusudur. Beşiktaş’tan Bebek istikametine doğru yaptığınız bir vapur seyahatinde yalıları sırasıyla görebilirsiniz.

Esma Sultan Yalısı

Ortaköy Cami’nin hemen yanında bulunan Esma Sultan Yalısı ne yazık ki uzun zamandır bu şekilde iskelet halinde. Bir 18. yüzyıl yapımı olan bu yalıya bu durum hiç yakışmıyor ama umarız en kısa zamanda düzelir.

Koca Osmanlı tarihinde, padişahlığa aday olarak gösterilmiş tek kadın olan Esma Sultan 1778 yılında doğdu. Sultan 1. Abdülhamit’in kızı, Sultan 2. Mahmut’un da kardeşidir.

Esma Sultan, dönemin kaptanıderyası Hüseyin Paşa’yla evlendirildiğinde henüz 14 yaşındaydı. Bu yalı o, 16 yaşındayken hediye edilmiştir. Hüseyin Paşa’nın erken ölümü sonrası 25 yaşında dul kalmış, bir daha da evlenmemiştir.

Esma Sultan’ın vefatı sonrası yalı, Sultan 2. Abdülhamit’in kızı Cemile Sultan’a onun da vefatıyla Sultan 5. Murat’ın kızı Fatma Sultan’a intikal etmiş. Dolayısıyla yalı, Osmanlı tarihi boyunca sultanların yalısı olmuştur.

Cumhuriyet döneminde bir süre boş kalan, sonrasında tütün deposu olarak kullanılan yalı, 1975 de geçirdiği yangınla bu hale geldi. Acil, onu restore edecek elleri bekliyor.

Naime Sultan Yalısı

Murat Belge “Yalılar ve İnsanlar” adlı kitabında bu yalı için Fehime Sultan Yalısı’dır diyor. Mahmut Sami Şimşek ise “İstanbul’un 100 Yalısı” adlı eserinde ” Fehime Sultan’a ait olan yalı, aslında Naime Sultan’a aitti.” diyor. Mahmut Sami Şimşek’in bilgisini doğru olarak kabul ediyorum.

Esma Sultan Yalısı gibi sadece iskeleti kalan yalı, Sultan 2. Abdülhamit tarafından 1883 yılında yaptırıldı ve Plevne Savaşı Kahramanı Gazi Osman Paşa’ya hediye edildi.

1898 de Gazi Osman Paşa’nın oğlu Kemalleddin Bey, Sultan 2. Abdülhamit’in kızı Naile Sultan’la evlenince bu yalıda kalmaya başladılar. Ondan sonra da yalı Naile Sultan Yalısı olarak anılmaya başlandı.

Cumhuriyet döneminde Osmanlı Hanedanı yurt dışına sürgün edilince, yalı devlete intikal etmiştir. Bir süre boş kalan ve depo olarak kullanılan yalı 1933 de Gazi Osman Paşa Ortaokulu olarak kullanılmaya başlandı.

İlerideki yalılarda da göreceğimiz gibi, bu tür hanedana ait yalılar, Cumhuriyet’in kuruluşu ve Osmanlı hanedanın yurt dışına gönderilmesinden sonra develete intikal etmiştir. Hanedana ait yalıların çoğu bu sebeple kamu kurumları olarak kullanılmıştır. Kimisi hastane olmuş, kimisi okul, kimisi enstitü.

Naile Sultan yurt dışına gönderildikten sonra  Fransa’ya yerleşti. Sürgünde yokluk ve sefalet içinde ölmüştür.

Hatice Sultan Yalısı

Günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiş tek hanım sultan yalısıdır.

Yalı, Sultan 2. Abdülhamit tarafından Hatice Sultan’a düğün hediyesi olarak verilmiş.1924 yılında hanedan yurt dışına gönderilince, yalı devlete intikal etmiş ve Ortaköy İlkokulu olarak kullanılmıştır.

Bu yalı ile Naile Sultan yalısı şu an restore ediliyorlar. Restorasyon sonrası butik otel olarak kullanılacaklar.

Muhsinzade Mehmet Paşa Yalısı

Kuruçeşme’de bulunan yalı, Boğaz’ın en büyük yalılarından ve Muhsinzade Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış.

Muhsinzade Mehmet Paşa, Osmanlı’nın önemli bürokratlarındandı. Sultan 3. Mustafa ve 1. Abdülhamit dönemlerinde sadrazamlık yapmıştı.

Osmanlı Tarihi’nde tam bir facia olarak bilinen 1774 Küçükkaynarca Antlaşması’nı imzalayan heyetin başındaydı. Kahrından olacak, dönüş yolunda ölmüştür.

Paşanın ölümünden sonra yalı, tek kızı olan Rukiye Hanım’a kalmış, 1920 li yıllara kadar da Rukiye Hanım’ın soyundan gelenler yalıda oturmuştur.

Sonrasında diğer yalılar gibi bir süre depo olarak kullanılan yalı, günümüzde Hotel Les Ottomans adıyla turistik tesis olarak hizmet vermektedir.

Ayvazpaşazade Yalısı

Arnavutköy’ün Karadeniz tarafına doğru ilk yalısı olup Arnavutköy yalılarının en büyüğüdür. Ermeni bir bankere ait olan yalıyı, 1925 yılında Giritli Ali Vasfi Bey satın almış.

Yalının önünden yol geçince yalı olma özelliğini kaybetmiş, köşk olmuştur. Şu an Ali Vafi Köşkü olarak biliniyor. Yalının arkasındaki koru Ali Vafi Korusu’dur.

Halet Çambel Yalısı

Aşı boyalı renginden dolayı Kırmızı Yalı olarak da bilinen yalı, 2. Mahmut’un Ermeni asıllı bahçıvanı tarafından 1820 yılında yaptırılmıştır.

1930 yılında, ülkemizin ünlü arkeologlarından olan Halet Çambel’in ailesi tarafından satın alındı. 1965’den itibaren Halet Çambel bu yalıda oturmuş, yalı onun adıyla anılır olmuştur.

Bu yalıda tıpkı Ayvazpaşazade Yalısı gibi önünden yol geçince yalı olma özelliğini kaybetmiştir. Arnavutköy yalıları böyledir zaten. 1980’li yıllarda İstanbul trafiğini rahatlatmak için, Arnavutköy-Bebek arasına kazıklıyol yapılınca, bu güzergahta bulunan yalıların denizle bağlantısı kesilmiştir. Aşağıdaki görsel kazıklıyol üzerinde bulunan yalılara aittir.

Emine Valide Paşa Yalısı

Osmanlı’nın Mısır yöneticileri olan ve “Hıdiv” olarak adlandırılan yönetici sınıfı, İstanbul’a lüks yaşamı getirenler olarak bilinir ve İstanbul’da lüks kasırlar, apartmalar inşa etmişlerdir,

Bebek’te bulunan ve oldukça görkemli olan bu yalıyı, son Mısır hıdivi olan Abbas Hilmi Paşa’nın annesi Emine Hanım 1902 de inşa ettirdi.

Osmanlı’da paşalık, erkeklere verilen bir unvandı. Bunun tek istisnası Emine Hanım’dır. Sultan 2. Abdülhamit, Emine Hanım’a “paşa” unvanı vermiştir. Bu sebeple Emine Valide Paşa olarak bilinir.

Yalıda uzun zaman Emine Hanım ve oğlu Abbas Hilmi Paşa oturdu.

Kimi kaynaklarda yalı, elçilik binası olarak yaptırılmıştır diye yazıyor. Bu doğru değil. Yalı olarak yapılmıştır ama elçilik olarak kullanılmıştır.

Cumhuriyet kurulunca elçilikler Ankara’ya taşınmış, bu  yalı da konsolosluk olarak hizmet vermiştir.

Yılanlı Yalı

Bebek-Rumelihisarı yolu üzerinde bulunan yalı Sultan 3. Selim zamanında (1789-1808) inşa edilmiştir. Yalının isim hikayesi ilginçtir.

Rivayete göre, Sultan 2. Mahmut bir Boğaz gezisi sırasında , yanında bulunan Musahip Said Efendi’ye “Bu yalı kimin?” diye sormuş. Yalıda gözü olan Said Efendi’de “Sultanım o yalı yılan kayalıklarının üzerine yapılmış. Bu yüzden o yalıda sürekli yılan çıkıyor.” diyerek padişahı vazgeçirmiş. Böylece yalının ad Yılanlı Yalı olarak kalmış.

Yalının yamacına tırmanan oldukça büyük bir bahçesi bulunuyor. Yalının sonraki sahiplerinden olan Şemseddin Efendi bu bahçenin bir kısmını Tevfik Fikret’e satmış. Aşiyan Köşkü’nü Tevfik Fikret bu arazi üzerine yapmıştır.

Not:




Bu yaziya 4 yorum yapilmis.

Yorum yapmak istermisiniz?

RSS yapılandırılmış değil.

———————————————————–

————————————————————

———————————————————-

———————————————————-

———————————————————

———————————————————

———————————————————

——————————————————–

————————————————————

——————————————————–

———————————————————

———————————————————–

——————————————————-

———————————————————–

E-mail adresinizi yazın

yeni yazılar posta adresinize gönderilsin
(E-posta adresinize gönderilen linki tıklamayı unutmayın)

——————————————————–

————————————————————

YAZI ETİKETLERİ

———————————————————-

———————————————————–

Yazıların ve fotoğrafların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

————————————————————–

Bu sitede emeğe saygı esastır