Ataşehir Kent Konseyi’nin düzenleyecisi olduğu, Ataşehir Belediyesi’nin desteklediği ve Ataşehir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün etkinliğin okullara duyurulması konusunda yardımcı olduğu rehberliğini benim yaptığım ve 10 hafta olarak planlanan “Sultanahmet- Beyazıt arası İstanbul’un tarihsel mirası ve Osmanlı’da eğitim” konulu gezilerin beşincisi, bugün (19 Mayıs Pazar ) Ataşehir Mustafa Öncel İlkokulu ve Yeni Çamlıca Lemanana Ortaokulu öğretmenlerinden oluşan 26 katılımcıyla yapıldı.
Gezi, Sultanahmet Meydanı’nda İstanbul’un başkent olma süreci anlatılarak başladı.
Sultanahmet Meydanı’nın Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan hikayesi ile devam eden gezi, meydanın, meydanı süsleyen dikilitaşların tarihsel hikayeleri ve yer yer seyyahlardan alıntılarla devam etti. Bu esnada döneme ışık tutan minyatürlerde katılımcılara dağıtıldı.
Çukurçeşme’nin, Defter-i Hakani Nezareti’nin görülmesinden sonra Sultanahmet Külliyesi’ne gelir getirmek amacıyla yapılan ve meydana bakan tarihi dükkanların ilkinde çay molası verildi.
Eğitim tarihimizin eserlerini inceleme
Meydanının tarihine değindikten sonra, Sultanahmet Cami avlusuna girip, Osmanlı kentinde külliyenin ne anlama geldiğini ve Sultanahmet Cami’nin özelliklerini konuştuk. Sonrasında Sultanahmet Külliyesin’e bağlı bir yapı olan Hünkar Kasrı’nda açılan ve ilk rüştiye olan Mekteb-i Maarf-i Adliye’yi gördük. İlk rüştiyeden ve Milli Eğitim Bakanlığının tarihçesini tartıştık. Çünkü moderne eğitim rüştiye demektir ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın tarihi Mekteb-i Maarf-i Adliye’nin tarihiyle sıkı sıkıya bağlantılıdır.
Yaklaşık 20 metre ileride, Sultanahmet Külliyesi’ne bağlı olan sıbyan mektebine geldiğimizdeyse mektebin mimarisini, Osmanlıda ilk eğitimin nasıl verildiğini, dönem fotoğrafları ve çizimleri üzerinden tartıştık.
Cedit Mehmet Efendi Medresesi’nde
Gezimizin 50 metre ilerideki durağı ise Osmanlı şeyhülislamlarından olan Cedit Mehmet Efendi’nin medresesiydi. Burada da medrese mimarisini, medrese eğitimini konuştuk. Medrese talebelerinin hem kaldığı hem de ders çalıştığı medrese hücrelerini bir bir inceledik. Bu hücrelerde şimdilerde geleneksel el sanatları ile ilgili üretim yapıldığından el emeği göz nuru olan minyatürleri, hat’ları, tezhipleri, nakışları inceleme fırsatımız da oldu. Gönül isterdi ki el sanatlarımızı yaşatan bu ürünler biraz ucuz olsaydıda alabilseydik.
Medrese çıkışı Hürrem Sultanın Hamamı’na bir uğradık, sonrasında ver elini Ayasofya. Ayasofya’nın tarihi, şu an olmayan ama İstanbul’un ilk medreselerinden olan Ayasofya Medreseleri, İstanbul’un yeraltı dünyası, dehlizler, sarnıçlar, efsaneler konuştuğumuz konular arasındaydı.
Vakit öğle olunca Sultanahmet Köftecisinde köftelerimizi yedikten sonra, İstanbul’un en büyük sıbyan mektebi olan ve ampir yapısıyla etkiliyeci bir mimariye sahip olan Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi’nde çaylarımızı içtik.
Divanyolu Caddesi üzerinden Çemberlitaş’a
Yemek ve çay sonrası aldığımız enerjiyle olacak Divanyolu Caddesi üzerinde gezimize devam ettik. 2.A bdülhamit döneminde yapılan Lisan Mektebi’ni ve ilk idadi olan Darülmaarif’i görmek için bir arka sokağa saptıktan sonra Divanyolu Caddesi üzerinde bulunan 2. Mahmut Türbesi’ne uğradık. Bu türbe yaklaşık yarım saatimizi aldı. Çünkü katılımcı arkadaşlar tarihimizin kimi ünlü simalarının mezarlarının burada olduğunu görünce epey şaşırdılar. Mesela Şeyh Bedrettin, mesela Ziya Gökalp, mesela ilk basın şehidimiz Hasan Fehmi, mesela İttihat ve Terakki’nin kurucularından olan İshak Sukuti…Buradaki mezar taşları harikaydılar.
Türbe sonrası ilk durağımız şuan Basın Müzesi olarak kullanılan ilk Darülfünun yani ilk üniversitemiz. Darülfünun’un tarihine kısa değindikten sonra Çemberlitaş Hamamı, Köprülü Külliyesi ve Çemberlitaş Meydanı. Çemberlitaş Meydanı’nın tarihi, Osmanlıda nasıl kullanıldığıyla ilgili bilgi verildikten sonra meydanda gözüken Nuruosmaniye Külliyesi, Vezir Hanı, Atik Ali Paşa Külliyesi ile ilgili bilgilendirme yapıldı.
Çorlulu Ali Paşa Medresesi’nde
Cadde üzerinde bulunan tarihi yapılar üzerinde tek tek durarak Çorlulu Ali Paşa Medresesi’ne kadar geldik. Eğitim tarihimiz açısından önemli bir yeri olan bu medrese şu an nargile kafe olarak kullanılıyor. Turistlerin uğramadan gitmedikleri bir mekan ve nargilesi kadar elma çayı da ünlü. Medresenin ana avlusuna girip medresenin arkasında bulunan tekkenin içinden geçerek gezi güzergahımıza devam ettik.
Gezinin son mekanı Beyazıt Meydanı
Sonrasında yine yol üzerinde olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Külliyesi’ni gördükten sonra Beyazıt Meydanı’na farklı bir rotadan ulaştık. İstanbul’un en eski sıbyan mektebi olan Beyazıt Sıbyan Mektebi’ni gördükten sonra Sahaflar Çarşısı üzerinden 2. Bayezid Türbesi’ne uğrayarak Bayezid Meydanı’na ulaştık.
Buradaysa bizleri Bizans’tan Osmanlıya uzanan derin bir tarih bekliyordu. Bizans döneminde adı Theodosius Forumu olan meydana 2. Bayezid döneminde İstanbul’un en büyük külliyelerinden biri inşa edilmişti. Sonrasında Harbiye Nezareti’nin burada kurulmasıyla meydanın tarihi katmerlenmişti. Çok gün görmüştü bu meydan, çok şey yaşamıştı. Anlatılacak, konuşulacak ne çok şey vardı…
Ama saati tam dört etmiştik hatta dördü de epey gecirmiştik.
Gitme vaktiydi…
Velhasılkelam. Ataşehir Mustafa Öncel İlkokulu ve Yeni Çamlıca Lemanana Ortaokulu öğretmenleriyle İstanbul’un tarihi mekanlarının izini sürmek, tarihi mimarimizin zerafetini ve inceliklerini keşfetmek, Osmanlı’da eğitim üzerine bizzat gerçekleştiği mekanlar üzerinden düşünmek güzeldi. Keyifliydi…
Teşekkür: Bu gezinin organizasyonunu yapan Ataşehir Kent Konseyi yöneticilerinden olan Mustafa Kovanlık’a ve gezi boyunca Ataşehir Kent Konseyi adına bize iştirak eden Aziz Hanbay’a teşekkürlerimle…
Geziye dair görsel galeri…
canan fümen says:
Ataşehir Mustafa Öncel İlkokulu öğretmenleri adına çok keyifli bir gezi yaptığımızı söyleyebilirim.Daha önce gezmiş olduğumuz yerlerin hikayesini dinlemek ve yeni bir farkındalık kazanmak çok güzeldi.Öğrenmenin yaşı yoktur evet,bir kez daha öğrendik ve yaşadık.Derin bilgilerini bizimle paylaşan değerli Ramazan Hocamıza çok teşekkür ediyoruz.
Ramazan Bedük says:
Beraber gezmek büyük keyifti. Güzel bir gündü, güzel bir geziydi.Ben de bu vesileyle bu güzel gezi için Ataşehir Mustafa Öncel İlkokulu öğretmenlerine teşekkür ediyorum.