Gümüşsuyu’ndan Taksim’e doğru çıkarken hemen sol kolda bulunan bu bina Alman Başkonsolosluğu binasıdır. Gökten bir kütle gibi düşmüş izlenimini yaratan bu binanın İstanbul mimarisiyle pekte bir ilişkisi yok. Çünkü bu bina bir güç gösterisinin, bir gövde gösterisinin binası ve % 100 Alman.

19. yüzyılda Almanya onlarca bağımsız Alman devletçiklerinden oluşuyordu. Dolayısıyla ortada Almanya diye bir devlet yoktu. Prusya Krallığı vardı. Birbirinden bağımsız hareket eden 38 Alman Prensliği vardı.

İngiltere ve Fransa yüzlerce yıl önce ulusal birliklerini inşa etmeyi başardıklarından sanayileşmişlerdi. Bu da onları sömürge arayışına itmiş ve dünyanın büyük kısmını ikisi paylaşmışlardı. Aynı şey Almanya için geçerli değildi. Çünkü sanayileşmek için öncelikle ulusal birliği inşa etmek gerekiyordu.

Ve 1860’lı yıllarda Otto Van Bismark sahneye  bir demir yumruk gibi girdi. Bütün Alman Prenslikleri birleştirilecekti. Şu sözü ünlüdür: ” Almanya, kan ve demirle birleşecektir.”

Bu demir yumruk dediğini yaptıda. Epeyce savaş ve bir yığın diplomatik ataktan sonra 1871’de bütün Alman prensliklerini birleştirdi ve Alman İmparatorluğu’nu kurdu. Bu genç imparatorluk kısa bir zaman sonra dünyada sömürge arayışına girdi. İngiltere ve Fransa ile mücadele etmeye başladı.

Alman İmparatorluğu kurulduktan 3 yıl sonra Osmanlıda bir elçilik binası açmaya karar verdi. Bina diğer Avrupa elçiliklerininde bulunduğu Pera’da olmalıydı ama Pera’da yer yoktu. Çünkü bu genç Alman İmparatorluğu basit bir bina yapmak istemiyordu. Yüzlerce yıl pençesinde oldukları bölünmüşlük ve parçalanmışlıktan kurtulmanın şerefine elçilik binasını tek, büyük bir kütle olarak inşa etmek istiyordu. Bina öyle bir şey olmalıydı ki Alman İmparatorluğu’nun birliğini ve büyüklüğünü simgelemeliydi.

Elçilik binasının yapımı için Pera’ya oldukça yakın bir alan olan Gümüşsuyu seçildi. Ama gelin görün ki burada da Osmanlı mezarlığı bulunuyordu. Padişahtan gerekli izinler alındıktan sonra 1874 yılında mezartaşları bir bir toplatıldı ve elçilik binasının temeli atıldı. Yapımı 3 yıl süren elçilik binasının açılışı 1 Aralık 1877’de yapıldı.

O devrin Alman gazeteleri elçilik binasının açılışından bahsederken heyecanlı ve heybetli ifadeler kullanıyorlardı. Bir gazete ” Almanya’nın birliği ve büyüklüğü ” diye bahsederken bir başka gazete ” Prusya ruhu” ndan bahsediyor bir başkası ise ” Avrupa ve Asya’yı kucaklamak isteyen kartallar”  gibi ifadeler kullanıyordu.

Ama Osmanlı halkı bu betimlemelerle anlatılan bu heybetli binaya  hiç olmayacak  bir adı yakıştırdı. Onu kuşla beraber andı. Kuşlu Saray dedi.

Çünkü Alman İmpratorluğu kurulduktan altı yıl sonra kendine simge olarak kartalı belirlemiş ve bu elçilik binasının  tavanına 8 adet kartal heykeli yerleştirmişti. Almanya’nın simgesi olarak kullandığı kartallar ilk defa yoğun olarak bu binada  kullanılmıştı.

Osmanlının da gözü, o kuşlara takılmıştı.

Kuşlu Saray’ın kartal figürleri eski bir fotoğrafta net olarak seçilebiliyor.  Bu figürler 2. Dünya Savaşı sırasında kayboldu.

 

Yorum yapmak istermisiniz?

RSS yapılandırılmış değil.

———————————————————–

————————————————————

———————————————————-

———————————————————-

———————————————————

———————————————————

———————————————————

——————————————————–

————————————————————

——————————————————–

———————————————————

———————————————————–

——————————————————-

———————————————————–

E-mail adresinizi yazın

yeni yazılar posta adresinize gönderilsin
(E-posta adresinize gönderilen linki tıklamayı unutmayın)

——————————————————–

————————————————————

YAZI ETİKETLERİ

———————————————————-

———————————————————–

Yazıların ve fotoğrafların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

————————————————————–

Bu sitede emeğe saygı esastır