Bu mezar turistlerin uğrak yeri olan bir mekanının bahçesinde bulunuyor. Çorlulu Ali’nin başı bu mezarda.
1670’de Çorlu da doğar Ali, bir çiftçinin oğlu olarak.
Kapıcıbaşı bir süre sonra Ali’yi evlatlık ister.
Ailesi çok sevdikleri oğlunu neden evlatlık verir bilinmez .
Belki kapıcıbaşını çok sevdiklerinden belki korkudan titrediklerinden.
Belki de oğullarının yükselmesini istediklerinden.
Bilinen, Ali’nin saraya ayak basmış olduğudur.
“Devletlü” olur artık Ali.
Ve yükselmesi de çok uzun sürmez sarayda.
Vezirlik yapar, kaymakamlık yapar.
Bir süre sonra da padişah 2. Mustafa’nın güzeller güzeli kızını kapar.
30’lu yaşlarının başında sarayın damatı olmuştur Ali.
36’sında da sadrazam.
Sadrazamlığı sırasında bir kumar oynar Ali.
Oynadığı kumara da siyaset derler.
İsveç-Rus savaşı sırasında İsveç’i destekler.
Amacı Rusların yorulmasını sağlamak ve yapılacak bir Osmanlı-Rus savaşında yorgun Rusları yenmektir.
Ama hesap tutmaz işte.
Osmanlılar yenilir ve sarayın gözünden düşer Çorlulu Ali.
İlk önce Kırım’da bir şehir olan Kefe’ye sürülür.
Sonrasında da 1711 de bir ferman çıkarır padişah 3. Ahmet.
Ferman, Ali’nin idamına dairdir.
Ve başı , kesildiği yerden alınır Çorlulu Ali’nin çok sevdiği medresesinin bahçesine gömülür.
Çorlulu Ali Paşa , sadrazamlığı sırasında (1706-1710) camisi, tekkesi, medresesi olan güzel bir külliye yaptırmıştır. Külliyesi yüzyıllar sonra Çorlulu Ali Paşa Medresesi diye anılacak olup, bir numaralı nargile mekanı olarak kabul edilecek ve turistlerin bir nargile tüttürmeden İstanbul?dan gitmedikleri bir mekan-ı şahane olacaktır.
Not: Çorlulu Ali Paşa Medresesi Çemberlitaş’tadır.