Çilekler ikiye ayrılır: Çakma olanlar ve gerçek olanlar.
Çakma olanları yılın her mevsimi jelatine sarıp sarmalanmış bir halde bulabilirsiniz. İçine ne enjekte ettilerse artık bayağı bir kırmızıdır, ağzı sulandırır.
Gerçek olan ise toprağında, mevsiminde yetişendir. Kırmızısı abartıya kaçmayandır. Kokusu, ruhu sarıp sarmalayan bir kıvamdadır. İstanbul’a has bir damak tadı olan Arnavutköy Çileği gibi…
Mayıs ayının son haftasındayız. Çilekler yavaş yavaş manav raflarını süslemeye başlamışken 100 yıl öncesinden bir fotoğrafla bu tadı yazmak, anmak- ne yazık ki şart oldu.
Arnavutköy Çileği’ni ilk olarak Rum kökenli Aleksandros Ipsilantis 1798’de Arnavutköy sırtlarına dikmişti. Zamanla kokusu, pembeye varan rengiyle İstanbul’un popüler meyvelerinden biri oldu ve Arnavutköy sırtlarına bolca dikidi.
Gel zaman git zaman, Arnavutköy Çileği tarlalarını yüksek katlı evler işgal etmeye başlayıp, araba park edecek bir yer bile kalmayınca Arnavutköy Çileği’ni yaşatma, üretme, çoğaltma, yaygınlaştırma, tanıtma, koruma çalışmalarına başlandı. Bu amaçla ilk olarak 2010 yılında mahalle gönüllüleri tarafından Arnavutköy Çileği festivali düzenlendi. Haberi gelmediğine göre bu yıl böyle bir festival düzenlenmiyor herhalde.
Aşağıdaki fotoğraf yaklaşık 100 küsur yıl öncesine ait ve Arnavutköy Çileği’ni toplayanlarını konu ediyor. Ve bizi 100 küsur yıl öncesine götürüyor.
Fotoğraf, Rum fotoğrafçı Achille Samandji’ye ait. ( Tam görüntü için fotoğrafa tıklayın)
İsmail Ova says:
Anlatılması çok zor.Zamanın da köprüye karşı çıkanları suçladılar hatta ruh hastası diyenlerde oldu.Ama onların söyledikleri tek cümle vardı.Hala unutamıyorum.Yok ettiğiniz tabiatı geriye getiremezsiniz.Bir ,iki ve üçüncü köprü yok olmuş tabiatta spordan,sanattan ve ekonomiden bahsetmek veya kitap okuyor musun soruları bana artık gülünç geliyor.
Biz yani anne ve teyzem Reşit Paşa da oturuyorlardı o yerler koru ve çilek tarlasıydı.Şu anda sadece taş yığını villa tarlası.Sadece ayakta kalmaya çalışan evimiz zamanla mücadele ediyor.
Dostane selamlarımla,
İsmail Ova
Ramazan Bedük says:
Benim kitaplardan okuduklarımı sizler yaşamışsınız. Dolayısıyla yaptığınız yorumlar ve katkılarınız çok önemli. Dostane selamlarımla…
svg says:
Cok dogru resmin oldugu yer simdi mezarlik oldu meyve agaclari vardi hepsini kestiler bende o manzzaraya bakildigi yerde oturuyorum cok yazik oldu..