web analytics

Boğaziçi, Asya ve Avrupa kıyılarını süsleyen yüzlerce yalısıyla adeta bir Yalı Müzesi’dir. Bu müzede yalıların mimari yapılarını, süslemelerini ve yaşanmışlıklarını inceleyerek Osmanlı’nın Boğaziçi kültürünü tanıyabiliriz.

Yalamak fiilinden türeyen “yalı” Boğaziçi’nde bulunan denize sıfır konutlardır. Eğer konutun denizle irtibatı yoksa konut, köşk olarak isimlendirilir. Dolayısıyla bir yapının “yalı” olarak adlandırılabilmesi için, denizin dudağında olması şarttır. Eskiler, bu sebeple yalı için leb-i derya tanımını kullanmışlardır. Yani, denizin dudağında.

Boğaziçi’nde tarihi eser niteliği taşıyan toplam 366 adet tarihi yalı bulunuyor. Bunların 84 ü Üsküdar’dadır. Bu yazı Üsküdar’da bulunan ve özgün kimliğini koruyabilmiş 27 adet tarihi yalıyı konu alıyor.

Yalıların sıralaması, Üsküdar’dan Kandilli’ye uzanan bir rota doğrultusunda verilmiştir. Bu doğrultuda yaptığınız bir vapur seyahatinizde, yalıları tek tek görebilir, Osmanlı’nın yalı mimarisine ve kültürüne tanıklık edebilirsiniz.

Mimarisinden kültürüne, siyaset ve kültür hayatına yön veren simalarından, intiharla sonlanan trajedilerine Üsküdar’ın 27 tarihi yalısı.

Çürüksulu Yalısı

Salacak’ta bulunan yalı 1790 larda Tırnakçızade adlı bir boynuz ve toynak tüccarı tarafından, burada bulunan Bizans saray kalıntıları üzerine yaptırılmış. 19. yüzyılın sonlarında Çürüksulu Ahmet Paşa tarafından satın alınan yalı bu adla biliniyor. 1978 de Üsküdar- Harem sahil yolu yaptırılınca Boğaz’ı tepeden izleyen bu yalının denizle bağlantısı kopmuş oldu.

Baştımar ve Arapzadeler yalıları

Kuzguncuk’ta bulunan bu yalılardan koyu kahverengi olan Baştımar Yalısı, açık kahverengi olan Arapzadeler Yalısı’dır.

Baştımar Ailesi, 2. Abdülhamit döneminin ünlü kumandanlarından olan Gazi Edhem Paşa’nın soyundan gelmektedir. Türkiye Komünist Partisi genel sekreteri Nihat Sargın da bir dönem bu yalıda yaşamıştır.

18. yüzyıldan kalma olan Arapzadeler Yalısı’nın ilk sahibi 1785 de şeyhülislam olan ve birkaç ay sonra vefat eden  Arapzade Ataullah Efendi’dir.

Heykeltraş İhsan Bey Yalısı

Yalının sahibi olan İhsan Özsoy ilk Türk heykeltraşımızdır. Yalı selamlık ve harem olmak üzere iki ayrı kısımdan oluşuyor. Sağdaki üç katlı yapı selamlıktır soldaki ise haremdir. Boğaziçi yalılarında genellikle harem bölümü selamlık bölümünden daha büyük olur. Orada aile hayatı yaşanır çünkü. Bu yalıda ise tam tersi olmuş.

İhsan Özsoy ve onun yaptığı, Kadıköy Süreyya Paşa Operası’nı süsleyen heykellerden biri.

Fethi Paşa Yalısı

Yalının bilinen ilk sahibi Sultan Abdülmecit döneminde (1839-1861) şeyhülislamlık yapan Arif Hikmet Bey’dir. Daha sonra Fethi Ahmet Paşa tarafından satın alınan yalı bu adla biliniyor. Fethi Ahmet Paşa,Osmanlı’nın önemli asker ve bürokratlarından biri olup ülkemizde ilk müzenin kurucusudur.

Harem ve selamlık olarak iki ayrı bölümden oluşan yalının harem bölümü 1927 de yanınca geriye şu an gördüğümüz selamlık bölümü kaldı. Yanmadan önce Boğaziçi’nin en güzel yalılarından bir olarak biliniyordu. Yalının arkasındaki Fethi Paşa Korusu, yalının bahçesiydi.

Kamil Paşa Yalısı

İlkokul çocuklarının çizdiği evlere benzeyen, sade mi sade bu aşı boyalı bu yalı 1700 lerin sonlarına doğru yaptırıldı. Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi olan ve Petersburg büyükelçiliği yapan Kamil Paşa satın almış ve yalıya yerleşmiş. Adını bu sahibinden alıyor.

Halil Haşim Bey Yalısı

Bu yalı ile bir önceki yalı olan Kamil Paşa Yalısı vakti zamanında tek bir yalıydı. Bu iki yalıyı satın alan Kamil Paşa, bu yalıyı kardeşi Yusuf Ziya Bey’e hediye etmişti. Yusuf Ziya Bey’in ölümüyle damadı Halil Haşim Bey’e geçti. Halil Haşim Bey orijinal yalıyı yıktırıp yerine bu yalıyı yaptırmıştır. Yalıyı yapan mimar Osmanlı’ya bir çok eser kazandıran Mimar Raimondo D’Aronco’dur.

Çukur Yalı ve Münevver Ayaşlı yalıları

Beylerbeyi sahilinde bulunan bu yalılardan sağdaki üç katlı olan Çukur Yalı, soldaki Münevver Ayaşlı Yalısı’dır.

Beylerbeyi Osmanlı asilzadelerinin ve ulema sınıfının oturduğu bir semtti. Bunlardan biri de roman ve öykü yazarı olan Münevver Ayaşlı’dır. Münevver Hanım bir çok kitabını bu yalıda yazmıştır.

Debreli İsmail Hakkı Paşa Yalısı

1880 lerde yapılmış olan bu yalı bir kaç yangın geçirmesine rağmen içi ve dışıyla en iyi korunmuş yalılardan biridir. Yalının ikinci sahibi olan İsmail Hakkı Paşa, Sultan 2. Abdülhamit zamanında Osmanlı ordularının gıda işlerinden sorumluydu. Debre’liydi ve Debre mebusluğu yapmıştı. Yalıdaki bazı eşyalar ondan kalmadır.

Sadri Alışık’ın başrol oynadığı “Ah Güzel İstanbul” bu yalıda çekilmişti.

Hasib Paşa Yalısı

Belerbeyi’nde bulunan Hasib Paşa Yalısı, Jöntürklerin Boğaziçi’nde bulunan en önemli buluşma mekanlarındandı. 18. yüzyılda yaptırılmış olan yalıyı Hasib Paşa satın almıştı.

Hasib Paşa, Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz devri vezirlerindendi. Beş defa vakıflar bakanlığı, iki defa da maliye bakanlığı yapmıştır. 1870 de yine bu yalıda vefat etmiştir.

Mabeyinci Faik Bey Yalısı

Yeşil külahlı iki kulesiyle dikkat çeken yalının sahibi Mabeyinci Faik Bey’di.

Faik Bey, Sultan 2. Abdülhamit döneminde Yıldız Sarayı’nda mabeyinci (özel kalem müdürlüğü) olarak görev yapıyordu. Sanat ve edebiyata oldukça düşkün biriydi. Dolayısıyla bu yalı pek çok edebi sohbete ev sahipliği yapmıştır.

Hüseyin Kazım Kadri Yalısı

Yalıya adını veren Hüseyin Kazım Kadri, valilikten milletvekilliğine kadar pek çok önemli görevde bulunmuş bir ara İstanbul şehreminliği de (belediye başkanlığı) yapmıştı.

1934 de vefat eden Hüseyin Kazım Kadri, ömrünün son zamanlarını bu yalıda geçirmiştir. En önemli eseri Büyük Türk Lugati’dir. Sözlüğünü bu yalıda yazmaya başlamıştır. Sözlüğünden “35 senelik emeğin ürünü” olarak bahseder.Hüseyin Kazım Kadri’nin “Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Hatıralarım” adlı eseri İletişim Yayınları’ndan çıkmıştır.

Sadullah Paşa Yalısı

Yalı, Osmanlı’da başlı başına bir kültürdür. Ve yalıların renkleri, sahipleri hakkında bilgiler verirler. Müslümanların yalıları açık renkli olurken, gayrimüslimlerin yalıları gri ve tonlarında, devlet yöneticilerinin yalıları ise aşı rengi denilen kırmızı renkte olurlar.

Çengelköy’de bulunan Boğaz’ın en eski ve gösterişli yalılarından olan Sadullah Paşa Yalısı da bu yalılardan biridir. 18. yüzyıl yapımı olan ve Sultan 1. Abdülhamit (1774-1789) tarafından Darüssade Ağası Mehmed Ağa’ya hediye edilen yalıyı, Sadullah Paşa 1872 de satın almış. Yalının altıncı sahibidir.

Sadullah Paşa, Osmanlı’nın Berlin ve Viyana büyükelçiliğini yapmış etkili bürokratlarından biriydi. Viyana’da elçilik binasında intihar edişi meşhurdur. Eşi Necibe Hanım, Sadullah Paşa’nın intihar ettiğine inanmamış ve bu yalıda bir ömür boyu onun gelmesini beklemiş. Ama paşanın cenazesi gelmiş.

Bostancıbaşı Abdullah Ağa Yalısı

Çengelköy’ün ünlü Çınaraltı Çay Bahçesi’ne komşu olan yalı, 1811 de yapıldı. Bostancıbaşı Abdullah Ağa, 1823 deki vefatına kadar bu yalıda yaşadı. Sonrasında bir kaç kez el değiştirip İstanbul’un işgali yıllarında İtalyan Kuvvetleri Komutanlığı olarak kullanıldı. Şu an Sütiş tarafından pastane olarak kullanılıyor.

Muazzez Hanım Yalısı

Sağ arka taraftaki fenere benzeyen kule sebebiyle Fenerli Yalı olarak da bilinir. Yalı bir zamanlar Türkiye’nin ilk sanayicilerinden olan şeker kralı Hayri İpar’a aitti. Hayri İpar’ın vefatından sonra yalıya kızı Muazzaz İpar yerleşti.  1972 de intihar eden Muazez Hanım, Çengelköy halkı tarafından çok seviliyordu. Be sebeple yalı onun adıyla anılıyor.

Mahmut Nedim Paşa Yalısı

Yalı, biraz hayattır. Nasıl yaşamışsan, nerelerde bulunmuşsan inşa ettirdiğin yalı da az çok o izleri taşır. Tıpkı, Vaniköy’de bulunan Mahmut Nedim Paşa Yalısı gibi.

Osmanlı’nın Viyana büyükelçisi olan Mahmut Nedim Paşa, Prag’da da bulunmuş vakti zamanında. Ve Vaniköy’e inşa ettirdiği yalıya, Prag’ın şatolarını hatırlatan bir külah ekletmeyi unutmamış. Boğaziçi yalı mimarisiyle hiç alakası olmayan bu yalıyı nasıl hatırlamak lazım şimdi ? Hatıralar, hatıralar, hatıralar…

Kazasker Necmeddin Efendi Yalısı

Vaniköy’de bulunan tek katlı, ahşap, küçük bir yalıdır. Eskiden harem, selamlık ve hamlacılar dairesi olmak üzere üç ayrı yapıdan oluşan yalının günümüze selamlık kısmı kalmıştır.

Yalıya ismini veren Necmeddin Efendi, Sultan 2. Abdülhamit dönemi kazaskerlerindendi. Necmeddin Molla diye bilinirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Kastamonu milletvekilli olarak giren Necmeddin Efendi Şirket-i Hayriye’nin kurucuları arasındaydı.

Ahmed Nazif Paşa Yalısı

Vaniköy, Üsküdar’ın yalılarıyla ünlü semtidir. Vaniköy adını,  Sultan 4. Mehmet döneminin ünlü ulemasından olan Vani Mehmet Efendi’nin burada yaptırdığı yalıdan alır. Sultan 2. Abdülhamit döneminde maliye bakanlığı yapmış olan Ahmed Nazif Paşa da aynı soydan gelmektedir.

Ahmed Nazif Paşa bu yalıyı 1897-1904 yılları arasında yaptırmıştır.

Evrenesoğlu Hamid Bey Yalısı

Boğaz’da Avrupa havası estiren yalılardan biridir. Evrenos oğulları Osmanlı Devleti’ne akıncı beyler yetiştirmiş bir ailedir. Ailenin soyu Evronos Gazi’den geliyor. Yalıya adını veren Hamid Bey de aynı soydan gelmektedir. Aile günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir.

Kadınefendi Yalıları

Yine Vaniköy yalılarından biri olan Kadınefendi Yalıları adını Sultan Reşad’ın dördüncü kadınefendisi Dilfirib Kadınefendi’den alıyor.

1700 lerin ortalarında yaptırılan yalının ilk sahibi Şeyhülislam Mehmet Efendi’ydi. 1919 da Atatürk ve arkadaşları için idam fetvası veren Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi bu yalıda oturmuştu. Halet Çambel ve Mina Urgan da yalının kiracıları arasındaydı.

Recai Efendi Yalısı

Serveti Fünun edebiyatını başlatan ve Araba Sevdası adlı eseriyle tanınan yazar Recaizade Mahmut Ekrem bu yalıda doğmuştur. Burası Recaizade Mahmut Ekrem’in babası Recai Efendi’ye aitti. Yazar bu yalıda doğduğuna göre en az 170 yıllıktır. Çok ilginçtir, yalı 1950 lerde mısırözü fabrikası olarak kullanılmış. İnsanın inanası gelmiyor.

Edib Efendi Yalısı

Kandilli’de bulunan yalı Boğaz’da akıntının en güçlü olduğu Akıntı Burnu’nda yer alıyor. Boğazın en büyük yalılarından biridir. Yalıyı, 1753 te vefat eden Lale Devri devlet adamlarından olan Divitdar Mehmed Emin Paşa’dır.

Sultan 2. Abdülhamit döneminin maliye bakanlarından olan Edip Efendi  yalıyı 1887 de satın almıştır.

Bir çok Osmanlı devlet adamı, biraz da eski geleneğe bağlı kalarak, bazı önemli uluslararası sözleşmeleri evlerinde yani yalılarında imzalamışlardır. Sarıyer yalıları yazısında detaylıca göreceğimiz gibi Mustafa Reşit Paşa İngiltere ile Baltalimanı Ticaret Sözleşmesi’ni Baltalimanı’ndaki yalısında; Sait Halim Paşa Osmanlı’yı 1. Dünya Savaşı’na sokan 1914 Osmanlı-Alman İttifakını Yeniköy’deki yalısında imzalamıştı. Edip Efendi de Osmanlı- Japonya ticari görüşmelerini bu yalıda yürütmüş ve üzerinde ittifak sağlanan sözleşmeleri imzalamıştır.

Edip Efendi, yalısının uzun bir süre keyfini süremeden 1888 de vefat etti. Günümüzde kimi popüler dizler bu yalıda çekiliyor. Bunlardan bir tanesi: Paramparça.

Hadi Semi Yalısı

Yalının en eski sahibi olan Hadi Tahsin hakkında pek bir şey bilinmiyor. Yalı, aşı renginden yapıldığına göre Hadi Tahsin ya bir Osmanlı bürokratı ya da başka birinden satın almış. Ama yalıya adını veren Hadi Bey bu Hadi Bey değil.

1900 lü yılların başlarında yalıyı iki İngiliz doktor satın almış. Munford adı verilen İngiliz doktorlar 1. Dünya Savaşı bitince ülkelerine dönmeye karar vermişler ve yalıyı Likardopulos adlı bir Yunanlı’ya satmışlar. 1946 yılında da Avukat Hadi Semi yalıyı devralmış. Yalı adını bu Hadi’den alıyor.

Kont Ostrorog Yalısı

Rengi sebebiyle “Kırmızı Yalı” olarak da adlandırılan yalı Boğaziçi’nin en dikkat çekici yalılarından ve 19. yüzyılın ilk yarısında yaptırılmış.

Yalıyı, 1904 yılında Polonyalı bir hukuk uzmanı olan Kont Ostrorog satın almış. Yalı onun adıyla meşhur olmuştur.  Türkçe, Arapça ve Farsça’dan başka yedi dil bilen Kont Ostrorog bir entelektüel aynı zamanda. Darülfünun’da (Osmanlının tek üniversitesinde) öğretim üyeliği de yapan Kont Ostrorog, yalının Çanakkale Savaşı sırasında hastane olarak kullanılmasına da izin vermiş. Yalı 2000 yılında Rahmi Koç tarafından satın alındı.Ve hala Rahmi Koç’un mülkiyetinde.

Abud Efendi Yalısı

Kandilli’de bulunan yalı Altunizade Necip bey tarafından 1830 da yaptırılmış. Necip Bey, Kırım Savaşı’nda kendi parasıyla gönüllüler bölüğü kurup gönderecek kadar zengin biriymiş.

1900 lerin başında Abud Efendi tarafından satın alınan yalı bu adla biliniyor. Abud Efendi 1884 de İstanbul Ticaret Odası başkanı olmuş ve 33 yıl boyunca kesintisiz bu başkanlığı yürütmüştü. Dürüstlüğüyle meşhur bir zattır. Ve Abud Efendi.

Kıbrıslı Yalısı

Üsküdar’ın son yalısı olan Kıbrıslı Yalısı, 64 metrelik uzunluğuyla sahili en geniş olan yalıdır. 1700 lü yılların sonlarından kalma olan yalının bilinen ilk sahibi, Sultan 3. Selim’in sadrazamlarından olan Mehmet İzzet Paşa. İzzet Paşa, Fatih’in vezirlerinden, Üsküdar’da camisi bulunan Rum Mehmet Paşa’nın torunlarındandır.

Yalıyı 1838 de Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa satın aldı. O gün bugündür Kıbrıslı Yalısı olarak adlandırılıyor. Mehmet Emin Paşa, Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz döneminin parlak kariyerli bürokratlarındandı.

Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa’nın çocuklarından olan Şevket Bey, entelektüel biriydi. Yakup Kadri, Yahya Kemal, Refik Halit Karay ve dönemin diğer yazar ve sanatçılarıyla iyi arkadaştı. Çoğu zaman bu yalıda toplanırlar, edebiyat ve sanat üzerine tartışırlardı. Bu sebeple yalı, Paris’te bazı evlerin olduğu gibi bir edebiyat ve kültür salonu gibi çalışmıştı.

Not:




Bu yaziya 4 yorum yapilmis.

  • Şahane bir bilgilendirme yazısı. Devamını bekliyorum

    • Teşekkürler. Devamı “Beykoz’un 25 tarihi yalısı” adıyla geliyor.

  • Özellikle gençler bu yalıllarla ilgili bilgi edinip, bu eşsiz yapıları yakınlarına da tanıtmalılar.

    • Haklısınız Binnaz Hanım. Gençlere bu yapıları tanıtmayı amaçlayan bir projemde mevcut. İnşallah zamanla.

Bir yorum yapın Ramazan Bedük

RSS yapılandırılmış değil.

———————————————————–

————————————————————

———————————————————-

———————————————————-

———————————————————

———————————————————

———————————————————

——————————————————–

————————————————————

——————————————————–

———————————————————

———————————————————–

——————————————————-

———————————————————–

E-mail adresinizi yazın

yeni yazılar posta adresinize gönderilsin
(E-posta adresinize gönderilen linki tıklamayı unutmayın)

——————————————————–

————————————————————

YAZI ETİKETLERİ

———————————————————-

———————————————————–

Yazıların ve fotoğrafların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

————————————————————–

Bu sitede emeğe saygı esastır