Ahşap, Anadolu’da dile geldi.
Oymasıyla, kakmasıyla, kündekarisiyle meşeye, cevizağacına, kızılcığa, akçaağaca işlendi.
Kah caminin kendisi kah minberi kah vaaz kürsüsü kah pencere çıkmaları ahşapla şekillendi, güzelleşti.
Bazen boyandı bazen üzerine mozaikler yapıştırıldı.
Bazense bedeni oyula oyula kitabeler, ayetler kazındı.
Sivil mimarideyse ahşapın en güzel işlendikleri yerler evlerin kapılarıydı.
Çünkü Anadolu için kapılar, sokaklarla evin sınırıydı.
Kapılar mahremiyetin sinir uçlarıydı.
Öyle ki yanla gözle bakamaz, zorlayamazdınız.
Sadece hayran kalabilirdiniz.
Tıpkı benim dün, “Osmanlının Son El İşi Ahşap Kapıları” sergisinde hayran kaldığım gibi.
Sergide, Anadolu insanının evlerinin, konaklarının, dergahlarının, kiliselerinin kapılarını çivisiz, birbirine geçmeli kündekariyle, derin oymalı desenlerle, ayetlerle, Ermeni güneşiyle, çiçeklerle nasıl özene bezene süslediğine tanık oluyorsunuz.
Anlıyorsunuz ki Anadolu insanı kapıyı sadece evi dışarıya kapatan, güvenliği sağlayan bir şey olarak görmemiş.
Bir tahta parçası olaraksa hiç görmemiş.
Anadolu insanı için kapı içine ruh katılması gereken, işlenmesi, boyanması gereken estetize edilmesi gereken bir şeymiş.
Kapı denince aklına ilk çelik kapının geldiği bir çağın temsilcisi olarak, bize ne kadar da uzak!
İçine hayat katılan kapıların sergisi 20 Temmuz’a kadar gezilebilir.
Yenibosna’da bulunan Airport Avm’de. 2.katta.
Adnan Erdoğdu NASIL YORUM YAPMAK İSTEMEM. BU şEHZADELER TÜRBESİNDE YAVUZ SULTAN SELİM'İN İKİ KIZI YATIYOR BİRİ HAFSA DİĞERİ HATİCE SULTANLAR HAFIZAM BENİ YANILTMIYORSA KANUNİ SÜLEYMAN'IN ANNESİ HAFSA SULTAN DEĞİLMİYDİ YANİ YAVUZUN says:
ELLERİNE VE GÖNLÜNE SAĞLIK RAMAZAN KARDEŞİM. PEK GÜZEL BİR ÇALIŞMAN OLMUŞ. İLETİNİ DÜN GECE GEÇ VAKTE KADAR BEKLEDİM. ANCAK MAZERETİNE BİNAEN SANA HAK VERDİM. HERŞEY İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.
İYİ GECELER DİLEKLERİMLE SEVGİLERİMİ SUNUYORUM.
Ramazan Bedük says:
Beğeniniz beni mutlu etti.
Saygı ve selamlarımla…